"أستطيع القيام به" - Traduction Arabe en Turc

• Yapabileceğim bir
• yapamayacağım
• için yapabileceğim
• ve yapabileceğim
• yapabileceğim hiçbir

Yardım için Yapabileceğim bir şey varsa eğer Bill ile babasının yanına gitmeden önce yapmak isterim.
واذا هناك شيء أستطيع القيام به للمساعدة أود أن اعمل ذلك قبل مغادرة بيل لأباه

Oh, tatlım. Bak, Yapabileceğim bir şey varsa...
يا إلهي, إن كان هناك ما أستطيع القيام به

Biliyorsun, senin için yapamayacağım şey yok.
تعلم أنه ليس هناك ما لا أستطيع القيام به من أجلك

Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
هل هناك أي شيء آخر أستطيع القيام به من أجلك؟

Dünyadan çok uzakta, Yerküre mavi ve yapabileceğim hiçbir şey yok."
بعيدًا فوق العالم. كوكبُ الأرض أزرق ولا يوجد شيء أستطيع القيام به".

Gelip olaydaki sorumluluğu üstlendiğin için teşekkür ederim. Yapabileceğim bir şey olursa haber verin.
حسناً , أنا أقدر مجيئك وتكفلك بالمسؤولية حسناً, أخبرني بأي شيء أستطيع القيام به

Yapabileceğim bir şey varsa söylemelisin. - Ne olursa.
عليك أن تخبرني إن كان هنالك شيء أستطيع القيام به

Demek istediğim, Yapabileceğim bir şey varsa, ...ihtiyacın olan bir şey, herhangi bir şey, ben yanındayım.
ما أحاول قوله هو إن كان هنالك شيء أستطيع القيام به أي شيء تحتاجه، أي شيء تماماً تستطيع أن تحظى بي

- Yapabileceğim bir şey var mı?
هل هناك شيء أستطيع القيام به ؟

Efendim, Yapabileceğim bir şey yok.
سيدي لا يوجد أي شيء أستطيع القيام به

yapamayacağım pek az şey olsa da Tek yapmayacağım şey seni dövmek olur.
لا يوجد شيء لا أستطيع القيام به ولكن الشيء الوحيد الذي لن أقوم به هو ضربِك

Senin İçin yapamayacağım Şey Yok Bilirsin
تعلمين أنه ما مِن شيء لا أستطيع القيام به من أجلك

Şimdi, yapamayacağım hiçbir şey yok.
الآن، لا يوجد شيء لا أستطيع القيام به.

Bu sabah sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
هل من شيء آخر أستطيع القيام به لك هذا الصباح؟

Şey, sizin için yapabileceğim başka bir şey yoksa- Yok.
حسناً إذا لم يكن هناك شيء أفضل ... أستطيع القيام به لأجلك

Yerküre mavi ve yapabileceğim hiçbir şey yok.
كوكب الأرض أزرق! ولا يوجد شيء أستطيع القيام به.

Artık onlar için yapabileceğim hiçbir şey yok.
لَيْس بوسعي شئ أستطيع القيام به الآن

Onun için yapabileceğim hiçbir şey yok.
لا يوجد شيئ أستطيع القيام به لأجله