Acele etmek istemiyorum ama tüm bunlar kendimi iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | ولا أريد أن أستعجل لكنني مرتاح إلى الوضع |
Eğer 18 aylığına içeri girseydim, ben de Acele etmezdim. | Open Subtitles | لو كنت سأدخل السجن 18 شهراً فلن أستعجل أيضاً |
Bütün gün burada yalnızdım. Sonunda eşlik edecek biri geldi. Sakın Acele ettirme. | Open Subtitles | أنا هنا لوحدي طوال اليوم وأخيرا أصبحت لديّ رفقة، لذا لا تدعني أستعجل هذا. |
Üsteki bir kadın, sevişmek için Acele etmeyin demişti. | Open Subtitles | السيّدة في القاعدة، قالت ألاّ أستعجل الأحمق لأيّ شيء |
Bunu aceleye getirmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أستعجل الأمور سيحدث هذا مرة واحدة في العمر يجب أن نحسن فعله |
Acele ettirmemem gerekiyordu. Bekleyebiliriz. | Open Subtitles | لم يكن يجب أن أستعجل الأمر يمكننا أن نتمهل |
ve lütfen kişisel olarak algılama ama... hiç bir şey için Acele ettiğim yok. | Open Subtitles | ورجاءا لا تأخذي هذا علي محمل شخصي لكني لا أستعجل الأمور |
Acele et, 11 otobüsüne hala yetişebiliriz, tamam mı? | Open Subtitles | أستعجل, حتى يُمكننا أن نستقل حافلة الساعة 11 , إتفقنا ؟ |
Acele ediyormuşum gibi hissettirdiysem özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة إذا كنت شعرت أنني أستعجل الأمور |
- Özür dilerim, Acele etmeliyim. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | آسف , يجب أن أستعجل سأراكِ لاحقاً |
- Ben olsam o kadar Acele karar vermezdim. | Open Subtitles | لن أستعجل في إصدار حكم على هذا |
- Ben olsam o kadar Acele karar vermezdim. | Open Subtitles | لن أستعجل في إصدار حكم على هذا |
Eğer Acele etmezsem geç kalacağım. | Open Subtitles | ان لم أستعجل فسوف أتأخر |
Eve dönmek için niye Acele edeyim? | Open Subtitles | ولمَ أستعجل العودة ؟ |
O zaman kefalet için Acele edeyim. | Open Subtitles | اذا يجب ان أستعجل بالكفالة |
- Seni Acele ettirmek istemem ama... - Biliyorum, farkındayım. | Open Subtitles | ...لا أريد أن أستعجل من أمرك ولكن - أعلم, أعلم, إنتهيت تقريباً. |
Acele et. Ver onu bana. | Open Subtitles | أستعجل و أعطني إياه |
Acele et. Paulo'yu çağır, o tamir eder. | Open Subtitles | أستعجل وكلم باولو هو سيصلحها |
Hayır, ben özür dilerim. Ben de işleri aceleye getirmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا, أنا الآسف لا أريد أن أستعجل الأمور أيضا |
Yani kimseyle istikrarlı bir ilişki tutturamadığımı biliyorum ama bu işi aceleye getirmek istemem. | Open Subtitles | ...أعلم أنني لم أكن ثابتاً مع أحدهم لكني لا أريد أن أستعجل |
Bunu aceleye getirmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أستعجل الأمور |