özür dilerim, Mr. Kreplich. Yine mi çok yavaş vurdum? | Open Subtitles | أسفة يا سيد كربليش هل طرقت على الباب بهدوء مجددا؟ |
Ruthie, benim, bu saatte aradığım için özür dilerim... ama bir iyilik isteyeceğim. | Open Subtitles | أهلا ريسي, إنها أنا أسفة لإتصالي في هذا الوقت لكني احتاج لخدمة منكي |
Pardon, burasının duygularımı ifade edebileceğim güvenli bir yer olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أنا أسفة أعتقدت أن هذا أفضل مكان لأعبر فيه عن مشاعرى |
Affedersin,canım. Bir dükkanda takılıp kalmıştık. Seninde yanımızda olduğunu zannettim. | Open Subtitles | أنا أسفة يا حبيبتي لقد توقفت عن محل وأعتقدت أنك معنا |
Kusura bakmayın, İmparatoriçe'miz kimseyi kabul etmiyor. | Open Subtitles | أنا أسفة جدا ، أيها الشاب ، لكن الأرملة الإمبراطورة لن تقابل أحد |
Yemek yapamadığım için üzüldüm. Nasıl yapılacağını okulda mı öğrendin? | Open Subtitles | أنا أسفة , لم أستطيع إعداد العشاء من آجلنا |
Bay Saunders, Affedersiniz... ama o sandalye varken resim çekemezsiniz. | Open Subtitles | سيد ساندرز انا أسفة لكنك لا يمكنك ان تلتقط صورة لهذا المقعد |
özür dilerim ama onu gerginken yaptığını sanıyordum. Gergin misin? | Open Subtitles | أنظر, أنا أسفة, لكني أعتقد بأنك تفعل ذلك بسبب الإجهاد |
Bakın, eğer arkadaşlarınız önünde sizi küçük düşürdüysem özür dilerim ancak bir dahaki sefere bana saldırmadan önce kendinizi tanıtmalısınız | Open Subtitles | أنا أسفة إن كنت قد أحرجتك أمام أصدقاءك و لكن في المرة القادمة, عليك أن تعرَف عن نفسك قبل مهاجمتي |
özür dilerim. Sadece, bir gazetecinin bu kadar meraksız olması biraz garip. | Open Subtitles | أسفة , أنه فقط غريب بأن يكون هناك صحفى غير فضولى هكذا |
Karışıklık için özür dilerim. Toplamak için büyük bir ev. | Open Subtitles | أسفة بخصوص الفوضي , مثل هذا البيت كبير جدا لترتيبه |
Böyle habersiz geldiğim için özür dilerim. Hayır, önemli değil. Pekala. | Open Subtitles | أسفة لقدومي هكذا بدون موعد لا , لا , هذا جيد |
Pardon, ama benim için hazineyi gidip getirebilir misin? | Open Subtitles | إذا لم تأخذ الكيكة، أسفة لكن أيمكنك أن تحضر لي الكنز؟ |
Pardon, bu tohumla armutu satın aldığını zannediyor. | Open Subtitles | أسفة , إنه يعتقد بأنه دفع ثمن الفاكهة , بالحبوب |
Ben koymuştum, tamir edecektim, Pardon. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع مجيئكِ , أسفة لم أكن أتوقع مجيئكِ , أسفة لم أكن أتوقع مجيئكِ , أسفة |
Affedersin seni uyandırdım ama uyurken kapıyı açık bırakmışsın. | Open Subtitles | أسفة لآيقاظكِ يا عزيزتى ولكنكِ نمتى والباب كان مفتوح |
- Sakıncası yoksa...? - Affedersin. İzin ver de şunları alayım. | Open Subtitles | هل يمكنني الجلوس أسفة دعني أرفع هذه الاشياء |
Kusura bakma, söz veriyorum Arayı kapatacağım. | Open Subtitles | و أنا أسفة, و لكني أعدك أنني سوف أعوضك عن ذلك |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Ona yarın arayacağımı söyle. | Open Subtitles | أسفة لسماع هذا . قل لها أننى سأتصل بها غداً |
Çok Affedersiniz Albay Courtney, ama General Gordon Bay Robinson'un parmağını ısırdı. | Open Subtitles | انا أسفة جدا رائد كورتناي لكن أَنا متاسفه جنرال جوردن عض إصبع السيد روبنسن |
İlk olarak böyle olması gerektiği için üzgün olduğumu söylememe izin verin. | Open Subtitles | في البداية ، دعني أقول لك بأني أسفة لجعلك تمر بكل هذا. |
Afedersin, etrafta beni öldürmek için kullanabileceğin pek çok şey varken dikkatini toplamakta zorlandığını biliyorum seni bakarken gördüğüm bu balta gibi | Open Subtitles | لن تدعينى أفعل ذلك به ـ اعلم أنكِ تعلمين ما هو الأفضل له .. ـ أسفة |
Eee, şey, muhterem Peder, Afedersiniz, şey... - Dışarı çıkıp biraz hava alacak. - Evet. | Open Subtitles | ـ أسفة ، ستخرج لتستنشق بعض النسيم ـ نعم ، فهي وضع دقيق نوعا ما |
- Acil bir durum. - Üzgünüm. Geçen hafta kovuldu. | Open Subtitles | أنه أمر طارئ أسفة , لقد تم طردها الأسبوع الماضي |