"أسمح لكِ" - Traduction Arabe en Turc

    • izin veremem
        
    • izin vermeyeceğim
        
    • Sana izin
        
    • müsaade
        
    Babanın nişan partisinden yalnız başına davayı kutlamana izin veremem. Open Subtitles لن أسمح لكِ بالإحتفال بقضيتكِ وحدكِ في حفل خطوبة والدكِ.
    Daha fazla izin veremem, yeterince verdim zaten. Open Subtitles لا أنا لا أستطيع أن أسمح لكِ سمحت لك بـ..
    Daha fazla izin veremem, yeterince verdim zaten. Open Subtitles لا أنا لا أستطيع أن أسمح لكِ سمحت لك بـ..
    Kendini öldürmek istiyorsan tamam ancak Mason'ın canını yakmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles تريدين قتل نفسكِ . لابأس لكن لن أسمح لكِ بإيذاء مايسون
    İlişkimizi bitirmene izin vermeyeceğim ben bu bok deliğinde tıkılıyım diye, anladın mı? Open Subtitles لن أسمح لكِ تفسدين هذا بينما أنا عالق في هذه القذارة، هل تسمعينني؟
    Ne kadar cezbedici biliyorum ama bu yolda yürüyeceksen Sana izin vermiyorum bir obje ile baştan çıkamazsın. Open Subtitles اعلم كم هدا مُغري لكن لن أسمح لكِ أن تسلكِ هاته الطريق أنتسمحِلنفسكأنتغويكِقطعةاثرية..
    Üzgünüm, bu vardiya hallolmadan işten çıkmana müsaade edemem. Hastane kuralları. Open Subtitles آسفة، لا أسمح لكِ بالرحيل بدون .تغطية النوبة، إنها سياسة المشفى
    O genç adamdan beslenip, sonra televizyonda porno izlemene artık izin veremem. Open Subtitles أنا أفضل أن أسمح لكِ ألا تتغذي على هذا الشاب و أن تشاهدي الأفلام الإباحية الموجودة على التلفاز
    - Burada yas tutmana izin veremem. Open Subtitles لا أستطيع أن أسمح لكِ بالإختباء هنا طوال اليوم
    Tamam, olay şu. Bunu yapmana izin veremem. Open Subtitles حسناً، إليكِ الأمر لا يمكنني أن أسمح لكِ بفعل ذلك
    Ama bizi bu şekilde bırakmana izin veremem. Open Subtitles لكن لا يمكنني أن أسمح لكِ بأن تتركيننا هكذا
    Ama sonuna kadar böyle yapmaya devam edersen onunla aynı okula gitmene izin veremem. Open Subtitles ولكن إن كنتِ ستتصرفين هكذا بالنهاية لن أسمح لكِ أن ترتادِين المدرسه ذاتِها مـثلها
    Çünkü gitmene izin veremem ve hala bir sürü terapiye ihtiyacım var. Open Subtitles لأني لا استطيع أن أسمح لكِ تذهبين وأنا مازلت بحاجة لمزيد من العلاج النفسي
    Hastaneden o bebekle gitmenize izin veremem, hanımefendi. Open Subtitles لا أستطيع أن أسمح لكِ بمغادرة المستشفى ومعك هذا الطفل يا سيدتي.
    Numara yapmaya devam etmek zorundasın. Burada ölmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles يجب أن تواصلي تمثيل دوركِ لن أسمح لكِ بأن تموتي هنا
    Pam, otoritenin kararı ne olursa olsun hiçbir sorumluluk almana izin vermeyeceğim. Open Subtitles مهما يكن قرار السلطة، لن أسمح لكِ بتحمل أيّ مسؤولية
    Anne. Yapamam, krallığımı yok etmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles أمي ، لايمكنني ولن أسمح لكِ بتدمير مملكتي
    Benim yaptığım korkunç şeyler için vicdan azabı çekmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لكِ أن تلقين باللوم على نفس على الأشياء الفظيعة التي فعلتها
    - Sana izin veremem. Open Subtitles -فهذا سيكون أشدّ وقعاً عليّ من القتل -لا يمكن أنّ أسمح لكِ بفعل ذلك
    Veremezsin çünkü Sana izin vermem. Open Subtitles حسنا، لن تفعلي لأنني لن أسمح لكِ بذلك
    Sana izin vermeyeceğim! Open Subtitles سوف لن أسمح لكِ
    Buna müsaade edemem. Zaten yeterince usandın bu durumdan. Open Subtitles لا , لا , فأنا لن أسمح لكِ بذلك , و هذا أمرٌ منتهي و أنتِ قد أصابكِ التعب من هذا العمل على أية حال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus