Çok ciddi bir operasyondaki talihsiz kaza derim buna ben. | Open Subtitles | هذا ما أسميه بالخسارة المؤسفة في مهمة غاية في الخطورة. |
İşte ben buna sosyal bulaşma derim. Gerçekten de çok etkili ve aynı zamanda heyecan verici. | TED | هذا ما أسميه بالعدوى الاجتماعية، وهي حقاً قوية و مثيرة حقاً. |
İşte ben buna gerçek özgürlük derim, sence? | Open Subtitles | هذا ما أسميه الاستقلال الحقيقى أليس كذلك؟ |
benim otaku adını verdiğim birşey var-- bu harika bir Japonca kelime. | TED | إن لديهم شئ أسميه أنا أوتاكو "مهووس" -- إنها كلمة يابانية عظيمة. |
Onunla göbeğim bir kesilmedi ama bizim bulantımız demeyi tercih ediyorum. | Open Subtitles | حسناً, لم أقم بأي التزامات لقد كنت أسميه الصداع الخاص بنا |
benim Asya birliği dediğim, Güneydoğu Asya ulusları arasında bir barışa doğru evriliyor. | TED | إنها تتطور إلى ما أسميه باكس آسيانا، سلام بين دول جنوب شرق آسيا. |
Bilinmedik bir şehirde iki kadın, işte ben buna macera derim. | Open Subtitles | أمرأتين تائهتين بمفردهم فى بلدة غريبة, هذا ما أسميه مغامرة |
Senin keşif dediğin şeye... ben doğaya tecavüz derim. | Open Subtitles | يشوه ما نكتشفه أو ما تسميه أنت بالإكتشاف أنا أسميه إعتداء على الطبيعة |
İşte ben buna gerçek bir dövüş derim! Romalılarla olandan çok daha eğlenceli! | Open Subtitles | هذا ما أسميه القتال الحقيقي انه ممتع أكثر من القتال مع الرومان |
Sen buna büyü diyebilirsin, bense DNA Kopyalama Modülü derim. | Open Subtitles | قد تسمين هذا سحراً أنا أسميه نسخاً للحمض النووي |
Bazılarının başarısızlık dediğine ben yaşamak derim. | Open Subtitles | ذلك الشيء الذي يسمونه الرجال الفشل، أنا أسميه العيش. |
Çeviri: batigol-7 Son bir sahne daha var... İşte ben buna harika bir geleceğin başlangıcı derim. | Open Subtitles | ومن يعيشون عليه. هذا ما أسميه بالمُستقبل الواعد. |
Oranı yarıya indiriyorum. Buna onu özgürleştirme derim ben. | Open Subtitles | أنا أخفض المعدل بمقدار النصف يمكن أن أسميه تحريرا |
Şairin, "gerçekliğin etkileşimli doğası" adını verdiğim o şeye birçok yönden baktığını söyleyebilirsiniz. | TED | ويمكنكم القول بأن الشاعر، في طرقٍ عدة، ينظرُ فيما أسميه "الطبيعة التخاطبية للواقع". |
Bu benim hesaplama denkliği adını verdiğim prensibe bağlıdır, bu prensibe göre inanılmaz basitlikteki sistemler bile herhangi bir şey kadar karmaşık hesaplamalar yapabilirler. | TED | هذا مرتبط بشيء أسميه مبدأ التكافؤ الحسابي والذي يقول لن أنه حتى أبسط الأنظمة تستطيع القيام بحسابات معقدة مثل أي شيء. |
Daha bir adı yok ama, ona Rodneyana Villosa demeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا, ليس لدية اسم بعد لكن أفكر في أن أسميه رودنيا فيلوسا. |
İkinci olarak, benim gözetilmiş muhalefet dediğim şey için alan yaratmalıyız. | TED | ثانيا، نحتاج أن نخلق المساحة لما أسميه المعارضة المنضبطة. |
"Kullanılmamış potansiyel" olarak isim verdiğim şeyle ruhun paylaşılan hassasiyetinin birleşiminden. | Open Subtitles | المشاركة الوجدانية اندماج مع ما أحب أن أسميه بالقدرات الغير مستغلة |
Garrity, işte bu benim deyimimle bir but. | Open Subtitles | كارتي، الآن هذا هو ما أسميه الردف الجيد. |
Oysa gerçekte -- ben buna "gerçek zekâ" diyorum. | TED | لكن ما يوجد في الواقع أسميه الذكاء الحقيقي |
Birdenbire, her türlü ulaşım, seyahat ve bilgi mümkün oldu ve bu da, bu adı vermeyi seviyorum, bürokratik çağı doğurdu. | TED | فجأة ، جميع أنواع النقل والسفر ومعلومات باتت ممكنة وهذا أنجب ما يحلو لي أن أسميه ، عصر البيروقراطية. |
Ben de... bunlara yemek demem, o yüzden de hep kendi yemeğimi yanımda taşırım. | Open Subtitles | ليس حتى ما أسميه بطعام لهذا أحضر طعامي الخاص |
Hepsini bir araya getirerek anlamlı bir hayatın dört kolonu diye adlandırdığım şeyleri buldum. | TED | نجمع ذلك كله معاً، لقد وجدت أن هناك ما أسميه أربع ركائز لحياةٍ ذات مغزىً. |
Yanlış zamanda yanlış yerde olmak diye buna denir işte. | Open Subtitles | حسناً, هذا ما أسميه أن تكون فالمكان الخطأ والوقت الخطأ. |