deniz aslanları, en sevdikleri yemeği bulmak için yarı suda yaşayan çoğu akranından daha derinde avlanır. | TED | للعثور على طعامها المفضل، تصطاد أسود البحر على أعماق أكبر كثيرًا من نظائرها من البرمائيات. |
Avlanma topraklarına ulaşınca, avlarını bulmak için deniz aslanları üstün görüşlerine güvenirler. | TED | بمجرد وصول أسود البحر إلى منطقة صيدها، تعتمد على رؤيتها الثاقبة للعثور على فريستها. |
deniz aslanları yüzlerce metre derinlikte en iyi şekilde görebilmelidir. | TED | ولكن أسود البحر تحتاج لأفضل رؤية ممكنة على عمق مئات الأمتار. |
Katil balina saldırıları yine de deniz aslanlarını pek fazla etkilemiyor. | Open Subtitles | هجمات الحيتان، رغم أنها وحشية إلاّ أنه ليس لها تأثير في مصير أغلب أسود البحر |
Balıkların birlikte hareket etmeleri, deniz aslanlarının aklını karıştırdığından, ...başka bir yerde, daha kolay bir av bulmak için ayrılıyorlar. | Open Subtitles | بالتحرّك سويّة، فإن السمك يشوّش على أسود البحر كثيراً لدرجة أنهم يرحلون ويبحثون بمكان آخر عن أهداف أصغر وأقلّ صعوبة. |
Bu sırada deniz aslanı ailesine yeni bir üye daha ekleniyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، على مستعمرة أسود البحر تصل حياة جديدة الآن |
deniz aslanları bıyıklarının yönü üzerinde tam kontrole sahiptirler, dümdüz ya da 90 derecelik bir açıda durabilirler. | TED | تمتلك أسود البحر تحكمًا توجيهيًا تامًا بهذه الشوارب، التي قد تنبسط على وجهها أو تبرز إلى الخارج بزاوية 90 درجة. |
deniz aslanları kendilerini Corona Del Mar sahillerine attıklarında... kimse birşey yapmamıştı. | Open Subtitles | هل تتذكر عندما قامت أسود البحر بانتحار جماعى عند شاطىء كورونا ديلمار ـ ـ ولم يتحرك أحد لنجدتها؟ |
Genç deniz aslanları bir ya da iki yaşına geldiklerinde sosyal ve avlanma becerilerini geliştirmek için eğitim alanına gelirler. | Open Subtitles | عندما أسود البحر الصغيرة بعمر سنة أو سنتين، يأتي الصغير إلى ساحة التدريب للمهارات الإجتماعية ومهارات الصيد |
Avustralya deniz aslanları, en ender deniz memelilerinin arasındadır. | Open Subtitles | أسود البحر الإسترالية من أندر الثدييات البحرية |
Zorlu kış aylarında sabreden deniz aslanları artık ödüllerine kavuşuyor. | Open Subtitles | بعد معاناة الشتاء القارس بوسع أسود البحر أن تستمتع بوفرة الطعام الذي كانو بانتظاره |
deniz aslanları denizde doğuramazlar doğurmak için karaya çıkmak zorundalar. | Open Subtitles | أسود البحر لا تستطيع أن تلد في البحر، يجب أن يأتوا إلى اليابسة لولادة جراءهم. |
Steller deniz aslanları ısınmak için sarılıyor. | Open Subtitles | أسود البحر الاستلرية تجتمع سوية للتدفئة |
deniz aslanları için hayat bir kez daha zorlaşacak. | Open Subtitles | ستقسى الحياة على أسود البحر مجدداً |
deniz aslanları normalde balıkla beslenir. | Open Subtitles | ،تقتات أسود البحر عادةً على الأسماك |
deniz aslanları normalde balıkla beslenir. | Open Subtitles | ،تقتات أسود البحر عادةً على الأسماك |
- Moskova'nın deniz aslanları, yılın bu vakitlerinde azgın olurlar. - Defol git. | Open Subtitles | أسود البحر من موسكو هي قرنية هذا الوقت من السنة . |
Ben deniz aslanları gibiyim. | Open Subtitles | أنا ابدو مثل أسود البحر. |
Gözü bağlı deniz aslanlarının, aralarında iki santimetre olan nesneleri ayırt edebilecek kadar da kesinler. | TED | وهي دقيقة بما يكفي لتعرف أسود البحر المغمى بصرها الفارق بين أجسام تختلف في الحجم بأقل من سنتيمترين. |
Güzergâhında deniz aslanı yavruları da var. | Open Subtitles | يقع في طريقها مباشرة روضة صغار أسود البحر |