Kırmızı olan ve etrafı siyah beyaz olan şey nedir? | Open Subtitles | ما.. ما... ما هو ذلك الشيء لونه أسود وأبيض وأحمر؟ |
Eğer size daha da ilginç gelmesini sağlamağa çalışacaksak, efendim, ikinizin iki siyah beyaz dondurmalı sodanın keyfini çıkardığunuzu söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | فلو كنت سأجعل الأمر أكثر اهتماماً لك قد أقول أنكما كنتما تتمتعان بكوبين من صودا الآيس كريم أسود وأبيض |
Hayatının minör anahtarda bir çello eşliğinde siyah beyaz görüntü olarak sonlanmasını istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تريد حياتك أن تصفّي كفلم فلم أخبار أسود وأبيض أحرز بتشيلو في مفتاح بسيط. |
Sıkıcı, koyu, siyah ve beyaz yazılan bu uyarı aslında bu küçük, düzenli ölüm askerlerinin, seni öldürmeye çalıştığını belirtiyor. | Open Subtitles | جملة مكتوبة بخط أسود وأبيض عريض و ممل أن جنود الموت النحيفة هذه تحاول قتلك في الحقيقة |
Anne... Pekala. İkiniz de şunu unutmayın ki, hayat sadece siyah-beyaz değildir. | Open Subtitles | حسنا, تذكروا فقط أنتم الإثنان الحياة ليست فقط أسود وأبيض |
Seni siyah beyaz bir monitörde çok uzaktan görüyorum. | Open Subtitles | من الصعب اخبارك. أراقبك على شاشة مراقبة أسود وأبيض لمدة طويلة |
Bak, dünyada her şey siyah beyaz değildir. | Open Subtitles | أنظر بالعالم الامور ليست أسود وأبيض دائماً |
siyah beyaz noktalarla kaplı olacak heryer. Mükemmel olacak o zaman. | Open Subtitles | سأصبغه بنقاط البولكا أسود وأبيض سيكون رائع جدا |
Neden sana ve sarışın arkadaşına siyah beyaz giyinmenizi ve arkadaşlarınızı davet etmenizi söyledim sanıyorsun? | Open Subtitles | في اعتقادكِ لما طلبت منكِ ومن الشقراء ارتداء أسود وأبيض ودعوة أصدقائكِ؟ |
Her şey siyah beyaz olmalı. | Open Subtitles | كل شيء يجب أن يكون أسود وأبيض. |
Tepeden tırnağa siyah, beyaz ve kırmızı olan şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يتكوّن من أسود وأبيض وأحمر؟ |
Ağaç kabuğu bu işe bayağı uygun çünkü dokulu, dallı budaklı, siyah beyaz lekeleri var ve üzerindeki bu şekilleri görünce -- insanlar şekil arayan hayvanlardır. | TED | لحاء الشجر بشكل خاص جيد لأنه لطيف ومحبب، ومتعرق، أسود وأبيض مبقع يمكنك من الحصول على نمط المطلوب -- البشر هم حيوانات تبحث عن الانماط. |
Siyah, beyaz ve garipti. | Open Subtitles | أسود وأبيض وغريب تماماً |
siyah ve beyaz olmanın başa bela olduğu günlerde, birimiz siyah, birimiz beyazdık. | Open Subtitles | لقد كنا أسود وأبيض حينما كانت تلك ما تزال مشكلة كبرى |
Fakat aşk, siyah ve beyaz kadar basit değil. | Open Subtitles | لكن ليس جميع العلاقات أسود وأبيض |
O zamanlar öyle düşünüyordum. siyah ve beyaz. | Open Subtitles | هكذا كنت أفكر للأمور أسود وأبيض |
Evet, daha önce simsiyahtı, ama şimdi siyah-beyaz. | Open Subtitles | أجل ولكن في السابق كانت سوداء تمام, ولكنها الآن أسود وأبيض |
Tüyleri siyah-beyaz ve kabarıktı. | Open Subtitles | كان أسود وأبيض وشعره مجعد |