Ama bunun nasıl olduğunu bilmen için ayrıntıları kendim açıklamak isterim. | Open Subtitles | لكن أحتاج أن أشرح لكِ التفاصيل بنفسي لكي تعرفي كيفية حدوث الأمر |
Bildiğini biliyorum, ve büyük ihtimalle çıldırmışsındır bu yüzden açıklamak istedim. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تعرفين و أنتِ مندهشة تماماً على الأرجح فأردت أن أشرح لكِ |
Ardından ikimiz o konuşmayı sonunda yapacağız ve sen de kendimi Açıklamama izin vereceksin. | Open Subtitles | .. بعد اللقاء الأخير بيننا ، يجب أن تتركينى أشرح لكِ الأمر. |
Ondan kurtulur kurtulmaz yanına gelip her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | بعدما أتخلص منه، سآتي إليكِ و أشرح لكِ كل شيء. |
Susan, çok üzgünüm. Beni bırakırsan, anlatırım... | Open Subtitles | سوزان" ، أنا آسفة" .. إن تركتني أشرح لكِ |
Dinle tatlım, sana bir şey açıklayayım, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي , عزيزتي , دعيني أشرح لكِ شيئاً ما , حسناً |
Şimdi size durumumu izah edeyim, küçük prenses. Sizden farklı olarak, benim çok büyük atalarım yok. | Open Subtitles | دعيني أشرح لكِ وضعي يا أميرتي الصغيرة، لا أنحدر من سلف مجيد مثلكِ. |
Sana bir açıklayabilirsem... | Open Subtitles | إن كان يمكنني أن أشرح لكِ... |
- Emily! - Sorun yok. Sadece açıklamak istiyorum. | Open Subtitles | كل شئ بخير، أريد فقط أن أشرح لكِ |
- Bak, açıklamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشرح لكِ |
- Evet, açıklamak istiyordum. | Open Subtitles | أجل، أردتُ أن أشرح لكِ |
Biliyorum bebeğim. Açıklamama izin ver, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم حبيبتي ، دعيني أشرح لكِ فقط حسناً؟ |
Açıklamama izin ver, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم حبيبتي ، دعيني أشرح لكِ فقط حسناً؟ |
Hayır, Açıklamama izin ver, düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | لا، دعيني أشرح لكِ أنا ليس ما تعتقدينه |
Bak, zamanla açıklayacağım. Şu anda Destiny'i döndürüp bizi almaya gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنظريّ, سَوف أشرح لكِ لاحقاً "الأن,أريدكِأن تُديريّ"القدر... |
Daha sonra her şeyi açıklayacağım. | Open Subtitles | و لكني سوف أشرح لكِ لاحقاً |
Ben açıklayacağım. | Open Subtitles | -سوف أشرح لكِ . |
Çok kolay, her şeyi anlatırım. | Open Subtitles | إنه سهل, سوف أشرح لكِ كل شيء |
Sessiz ol sevgilim. Sonra anlatırım. | Open Subtitles | حبيبتي ، سوف أشرح لكِ لاحقاً |
Uzun ömrünüzde henüz kavrayamamış olduğunuz bir şeyi açıklayayım size. | Open Subtitles | دعيني أشرح لكِ شيئًا، في حياتك الطويلة لم تحظِ بعد باللحظة المناسبة لفهمه |
Dur da açıklayayım. Sana, elinde kuvvetli bir koz varmış gibi gelebilir. | Open Subtitles | دعينـي أشرح لكِ ، لابد أنه قد بدا لكِ ... أنكِ تقبضين بيد قوية |
- Burayı terk etmenizi isteyeceğim. - Sana bir şeyi izah etmeye çalışıyorum, ama ilgilenmiyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أحاول أن أكون عدائية، بل أحاول أن أشرح لكِ وضعي، وأنتِ لا تبالين. |
Lucy! Sana açıklayabilirsem... | Open Subtitles | "لوسي"، إن كان يمكنني أن أشرح لكِ... |