Burası iyi hissettiğim tek yer ya da en azından kendim gibi hissettiğim. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي أشعر فيه بخير أو مثل نفسي، على الأقل |
Akıcı konuştuğumu hissettiğim tek an. | TED | هذا هو الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بالطلاقة. |
İşlerin kontrolümden çıktığını hissettiğim zaman buraya geliyorum. | Open Subtitles | وأخيراً وصلت إلى المكان الذي أشعر فيه أنني خارج السيطرة |
Hamburgerimi yiyebileceğim... güneşi yüzümde hissedebileceğim ve okyanusu izleyebileceğim bir gün.. | Open Subtitles | يوم أجازة أشعر فيه بالشمس على وجهي، وآكل شطيرة لحم بالجبن وأراقب المحيط. |
Kendimi tekrar evimde hissedebileceğim bir yer. | Open Subtitles | مكان أشعر فيه بدفء المنزل مره أخرى |
ıstediğine inanabilirsin ama hislerim gerçekten bu yönde. | Open Subtitles | صدقي ماشئتي , لكن هذا ما أشعر فيه |
İstediğine inanabilirsin ama hislerim gerçekten bu yönde. | Open Subtitles | لكن هذا ما أشعر فيه |
Ama kendimi ait hissettiğim tek yer... | Open Subtitles | ولكن الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بأي شيئ هو عندما |
Kendimi iyi hissettiğim tek zaman seninle olduğum rüyalarım. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أشعر فيه أني بخير هو في أحلامي معك |
Ve kendimi rahat hissettiğim tek yer burası senin yanın. | Open Subtitles | ... وأيضاً المكان الوحيد الذي أشعر فيه بالإتصال ... هنا |
Gerçekten kendimi evimde hissettiğim tek yer burası. | Open Subtitles | وهنا ترعرت مع عائلتي الأولى. حقاً.. إنه المكان الذي أشعر فيه انني في منزلي. |
Garip gelebilir ama bir şeylere bağlı hissettiğim tek zaman o zamandı. | Open Subtitles | يبدو الأمر غريبًا، ولكن.. لقد كان الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بأنني مرتبطة بالعالم الخارجي |
Bir şeyler hissettiğim tek zaman, birini doğradığım zamanlar. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أشعر فيه بأنني حى عندما أقوم بالإستثارة من جثة |
Kendimi evde en rahat hissettiğim yer. Geri kalan yerlerde sarayda yaşayan bir köylü gibiyim. | Open Subtitles | إنّه المكان الوحيد في المنزل الذي أشعر فيه بالراحة. في أيّ مكانٍ آخر، فأنا كالفلاحة في القصر. |
Ne olmuş olursa olsun sadece güvende hissettiğim bir yerde olmak istedim. | Open Subtitles | أعني .. مهما حدث ... أنا فقط أريد ان أكون في مكان أشعر فيه بالأمان |
Kendimi sorumlu hissettiğim günler oldu... ve kalbime ağrılar girdi... çünkü eğer ona ne olacağını bilseydim... onu asla gözümün önünden ayırmazdım. | Open Subtitles | "هناك أيام أشعر فيه بالذنب" "وقلبي يؤلمني" "لأنني لو كنت أعلم ما كان سيحصل له" |
Kendimi tekrar evimde hissedebileceğim bir yer. | Open Subtitles | مكان أشعر فيه بدفء المنزل مره أخرى |
Burası olmaz, Bay Finkel, güvende hissedebileceğim bir yer olmalı. | Open Subtitles | ليس هنا سيد (فينكل)، بل بمكان أشعر فيه بالآمان |