| - Evet, biliyorum ama kovasındaki son çiçek buydu ve resmen donmuştu, acıdım. | Open Subtitles | أجل، أعلم ولكن لقد كانوا الأخيرين بسلّتها وبدت وكأنها متجمدة لذلك أشفقت عليها |
| Yalnızdın, yemek için yalvardın ve sana acıdım. | Open Subtitles | كنتي وحيدة و توسلتي إليَّ لأتناول العشاء معكِ و أشفقت عليكِ |
| Hepsini dövecektim ama acıdım keratalara. | Open Subtitles | كنت سأضربهم كلهم إلا أنني أشفقت على الفشلة |
| O kız ki, beş para etmez ayyaş babasına merhamet etmiş. | Open Subtitles | أين هي تلك الفتاة المسكينة التي أشفقت على أبيها السكّير؟ |
| - Evet, efendim. Genç bir leydi ona acıyıp evine götürdü. | Open Subtitles | - نعم، سيدي والفتاة الشابة" أشفقت عليه وأخذته للمنزل وقامت بتمريضه |
| Salem'ın onca yitik ruhları içinde, en çok seninkine acıyorum. | Open Subtitles | من بين جميع النفوس الضائعة في "سالِم", لقد أشفقت عليكِ أكثر من أي أحد. |
| Tanrılar kuş beynine acımış olmalı. | Open Subtitles | لابُد و ان الالهه أشفقت على عَقلك الفاسد |
| Önceleri alışverişi yaptığı için Marge'a acırdım ama şimdi bakıyordum da eğlenceliymiş. | Open Subtitles | لطالما أشفقت على (مارج) لأنها تتسوق لكن الأمر مُسلّ |
| Kimsenin ruhu duymadan bir başına ölüp gitti diye ona cidden acımıştım. | Open Subtitles | أنا حقًا أشفقت عليها لأنها ماتت وحيدة دون معرفة أحد |
| Homer Simpson, sana acıdım ve karşılığında ne aldım? | Open Subtitles | هومر سيمبسون لقد أشفقت عليك وعلى ماذا حصلت بالمقابل؟ |
| Valla, otogarda görünce hallerine çok acıdım. | Open Subtitles | و اللّه لقد أشفقت عليهم بمحطّة الحافلات هذا الصّباح |
| Gerçek şu ki sana acıdım. | Open Subtitles | والحقيقة الكبيرة هي أني أشفقت عليك. |
| Hayır, sana acıdım ve gerçek bu. | Open Subtitles | لا، أشفقت عليكِ، وهذه هي الحقيقة. |
| Çünkü ona acıdım. | Open Subtitles | لأنني .. أشفقت عليها |
| Sana acıdım ve asker yaptım. | Open Subtitles | لقد أشفقت عليك وجعلتك جندي |
| On yıldır yanındayım, hep merhamet ettim. | Open Subtitles | لقد تحملتك لشعر سنوات لأننى أشفقت عليك |
| Her önüne gelene merhamet edip para dağıtırsan sonunda işin boku böyle çıkar. | Open Subtitles | لكن إذا أشفقت على كل شخص وصببت المال كما تفعل... |
| Size güvendim. Size merhamet gösterdim! | Open Subtitles | لقد وثقت بكم لقد أشفقت عليكم |
| İşlem departmanındaki bayan bana acıyıp biraz kapatıcı sürdü. | Open Subtitles | سيدة في غرفة التجهيزات أشفقت على حالي وأعارتني مستحضراً لإخفاء العيوب |
| Carrie bana acıyıp benim partnerim olacaktı bu akşam... | Open Subtitles | (كاري) أشفقت على حالي و أرادت أن تكون رفيقتي |
| - Ben de bir katile acıyorum. | Open Subtitles | وأنني أشفقت على قاتل. |
| Çaça da dükkanının önünde ağlayıp sızlayan bu küçük kıza acımış. | Open Subtitles | قال السيدة أنها أشفقت على الأمرأة و الطفلة الصغيرة التي لم تنفك عن البكاء و البكاء |
| Ona acırdım. | Open Subtitles | لقد أشفقت عليه |
| Sana acımıştım seni konuşturabilmek için elimden geleni yapmıştım. | Open Subtitles | لقد أشفقت عليك و جهدت لأعلمك الكلام |