İnsanların senin hakkında söylediği kötü şeyleri öğrenme çaban sadece acı getirir. | Open Subtitles | بحثكِ عما يقوله الناس عنكِ من أشياءٍ سيّئة، لا يسبب إلا الألم. |
İşlerin bizim yerimize görülmesi rahatımıza gitse de bazı şeyleri kendimiz yapmamız gerekir. | Open Subtitles | على الرغم من أنّه مريحٌ .. أن يتم فعل أشياءٍ لألك أحياناً من الأفضل أن تتعامل معها بنفسك |
Marie bilmediğin bazı şeyler var. O şeyleri bilsen bir daha asla benimle konuşmazsın. | Open Subtitles | هنالك أشياءٍ لا تعرفينها فقط وإن عرفتِها، لن تتحدثي معي ثانيةً |
Baba, inan bana burada benimle birlikte çalışmanı isterdim ama böyle şeyleri yaparak çalışmaya devam edemezsin. | Open Subtitles | أبي، صدقني، أريدك أنت تعمل هنا معيّ لكن لا يمكنك فعل أشياءٍ كهذه |
O genç, hırslı ve sahnelere dönmek için o kadar hevesliydi ki bazı küçük şeyleri unutmaya meyilliydi. | Open Subtitles | لقد كانت صغيرة وطموحةو ومتعطشة للعودة إلى العرض إنها مالت إلى نسيان أشياءٍ قليلة |
Duvarlardan çıkarılan şeyleri, zeminlerde bulunan şeyleri gördüm. | Open Subtitles | لأنني رأيت أشياءٍ كَهذه تبرزُ من الجدران و كيفَ أنَّهم انتزعوا الأرضيات. |
Yani sadece kendiliğinden-birleşme yoluyla, laboratuvarda bir şeyleri karıştırarak, zardan bir beden yapıyoruz ve bu bedenin iç kısmında metabolik bir yüzey var. Bu yüzeye kalıtsal moleküller tutunuyor, öyle mi? | TED | ٌٌٌإذن، فعن طريق التركيب الذاتي فقط، ومزج أشياءٍ مع بعضها في المختبر، يمكننا أن ننتج سطحاً أيضياً مع بعض الجزيئات المعلوماتية المتصلة داخلَ هذه الكتالة الغشائية، صحيح ؟ |
Vefat eden insanların ruhlarını bulabilir ve onlara söylemek istediğin şeyleri iletirlermiş. | Open Subtitles | يستطيعون إيجاد الأرواح التي فارقت الحياة... ويبلغوهم برسائل بشأن أشياءٍ تريد إعلامهم بها. |
Ona alabileceği şeyleri bulman için seni işe aldı. | Open Subtitles | لقد وظفك لتعثر له على أشياءٍ يشتريها |
Başkalarının göremediği şeyleri görüyorsun. | Open Subtitles | يُمكنكَ رؤية أشياءٍ لا يراها الآخرون. |
Basit şeyleri kendine dert ediyor! | Open Subtitles | إنه يئن على أشياءٍ بسيطة |
Nikita, burada senin operasyon esnasında göremediğin şeyleri görüyorum. | Open Subtitles | نيكتا),كوّني رئيساً) يُمكّنني من رؤية أشياءٍ لا ترونها |
Bu şekilde bazı şeyleri gömemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك دفن أشياءٍ كهذه |