| Arkadaşlarım beni almaya geldiğinde hayır diyemeyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | لحظة اعتقدت انه حينما يأتي أصحابي ليقلوني للتزلج |
| Favori çalışma Arkadaşlarım nasılmış bakalım? | Open Subtitles | حسناً ، حسناً كيف يفعلون أصحابي المفضلين في دراستهم ؟ |
| dostlarım, şu zavallı baca temizleyicisinin.. ..acısına ortak oldunuz. | Open Subtitles | يا أصحابي إنكم تتعاطفون مع معاناة هذا الكنّاس المسكين |
| Kendisi için değil, zavallı küçük çoban kız.. ..sizin için, aslan dostlarım! | Open Subtitles | آه ليس من أجلها تلك الراعية الصغيرة المسكينة بل من أجلكم يا أصحابي الأسود |
| Bush ilk benim mahallemi ele geçirdi, sonra arkadaşlarımı çaldı konuşmamla da büyük ihtimal dalga geçti. | Open Subtitles | بالأول غزى منطقتي ، ثم استولى على أصحابي ثم يسخر من طريقتي في التحدث ، هذا وارد |
| arkadaşlarımla dışarı çıkıp, güzel bir yemek yemeyi, sohbeti tercih ederim. | Open Subtitles | انا افضل ان اكون مع أصحابي لأتناول وجبة خفيفة ومحادثة لطيفة |
| "Merhaba Arkadaşlar. Nasılsınız?" dedim. | Open Subtitles | قلت لهم مرحباً يا أصحابي كيف حالكم؟ |
| Şimdi bu şeyi taşımaya yardım ediyorum senin de Noel'de bizim Çocuklarla beraber Hooters'a gidip maç izlememe izin vermen gerek. | Open Subtitles | بما أني أساعدك في إدخال هذه للبيت سوف أحتاج أن تسمحي لي بالذهاب إلى (هوترز) في الكريسماس لمشاهدة المباراة مع أصحابي |
| Herkese anlattım: Polise, komşularıma, aile ve arkadaşlarıma, tamamen yabancılara, ve bugün buradayım çünkü hepiniz bana yardım ettiniz. | TED | وقلت للجميع الشرطة، جيراني أصحابي وأهلي وأشخاص غرباء تماماً وأنا هنا لأنكم جميعاً ساعدتموني. |
| Lisa Hoffman'ın evine benim arkadaşlarımın bulması için oraya yerleştirdi. | Open Subtitles | وزرعه في قبو ليسا هوفمان ليجده أصحابي أنا لا .. |
| Mesela lisedeyken Arkadaşlarım bize geldiğinde götlerine bakıyor muydu? | Open Subtitles | حينما كنت في المدرسة حينما يأتي أصحابي لزيارتي هل كان يحدّق بمؤخراتهم ؟ |
| Gapminder'daki Arkadaşlarım bunu göstermemi istiyorlar çünkü şu an Washington'da yeni bir lider var ve bu kişi sağlık sistemi hakkında çok endişeli. | TED | أصحابي في "Gapminder" يريدون مني أن أٌظهر هذا بسبب وجود زعيم جديد في و اشنطون و الذي يهتم كثيراً بالنظام الصحي. |
| - Jonathan. - Patti, Arkadaşlarım George ve Ray. | Open Subtitles | "جوناثان"- "باتي" هؤلاء أصحابي, "جورج" و "راي"- |
| Evet, düzgün olmayan bir sigorta şirketim uğruma yakılan ateşim ve arabamı göle uçuran dostlarım var. Sorun yok. | Open Subtitles | أجل, فمن الحالات يشملها التأمين, الإشتعال و أصحابي الذين دحرجوها للبحيرة, فلا بد أن تكون الأمور على مايرام |
| Çok şaşıracaksınız, dostlarım. | Open Subtitles | أنتم على وشك أن تكونوا مذهولين يا أصحابي |
| - Tabii ya. - Gelecek işte burada dostlarım. | Open Subtitles | بالطبع هذا هو المستقبل يا أصحابي |
| Kız arkadaşlarımı becermek, striptiz kulübü kavgalarına karışmak birkaç fahişeye bahşiş vermekle başlayabilirim. | Open Subtitles | أعاشر صديقات أصحابي أدخل في عراك في ناد تعري أحلب بعض الأبقار |
| arkadaşlarımı kaybettim, bazılarını eve dönüyorlarken gördüm. | TED | مات بعض أصحابي غادر بعضهم السجن. |
| arkadaşlarımla baloya gideceğiz. | Open Subtitles | سأذهب مع أصحابي لحفله العودة إلى المدرسة |
| Nasıl desem dostum, sağa sola tırmanıyorum, partiler arkadaşlarımla didişiyorum. | Open Subtitles | صديقي أنا أهوى التسلق و الحفلات و ضرب أصحابي |
| Arkadaşlar seni mezarlıktan eve bırakmak istediler. | Open Subtitles | أصحابي أرادوا أن يوصلوك من المقبرة |
| Arkadaşlar gelirken süt getirmişler. | Open Subtitles | عِندنا أتوا أصحابي جلبوا معهم الحليب |
| Çocuklarla konuşmak için can atıyordum. | Open Subtitles | كنتَ أتطلع للتباهي بذلك مع أصحابي |
| Ve arkadaşlarıma, yaşlı insanları yıkarken mutlu oluyormuşum gibi davranmak. | Open Subtitles | و أتظاهر لها بإن أصحابي كانوا سعداء بقضاء الوقت بتحميم المسنين |
| Yani evli olan bütün erkek arkadaşlarımın içten içe benimle yatmak istediğini mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً, ما تحاول قوله أن كل أصحابي الرجال المتزوجون يريدون النوم معي سراً |