"أصطدم" - Traduction Arabe en Turc

    • çarptığını
        
    • çarptı
        
    • çarpmadım
        
    • çarpıp
        
    • çarpın
        
    • çarpacağım
        
    • çarpıyorum
        
    • çarptığımda
        
    • çarpıyordum
        
    - Darbenin açısı ve gücü Brianna'nın ileri doğru düştüğünü ve düşüşünü engelleyemediği için çenesini çarptığını gösteriyor. Open Subtitles زاوية و قوة الوقعة تشير إلى و لم تكن تستطيع أن تسند نفسها و أصطدم فكها السفلي هنا
    Müfettiş, düşerken kulenin kenarına çarptığını düşünüyor. Open Subtitles أن الفاحص يعتقد بأنه ربما أصطدم بجوانب البرج أثناء سقوطه لأسفل
    Dün gece çalıntı bir arabayla insanlara çarptı. Open Subtitles أصطدم بسياره مسرقه ببعض الأشخاص ليلةَ امس.
    Yanlış olana çarpmadım, zaten böyle olmasını planlamıştık. Open Subtitles لم أصطدم بالعربة الخاطئة هذهالتيكانيُفترضبنا...
    Ziyanı yok. Bugün ben de etrafa çarpıp duruyorum. Open Subtitles لا بأس بذلك فقد كنت أصطدم بالأغراض طوال اليوم
    O ambulansı hemen binaya çarpın. Open Subtitles أصطدم بسيارة الإسعاف بالمبنى الآن!
    Billy, eğer hemen kapı açılmazsa, çarpacağım. Open Subtitles بيلي ، إذا لم تفتح الباب على الفور أنا سوف أصطدم به
    Günde 14 kez bir şeylere çarpıyorum. Open Subtitles لك أيضاً ؟ إني أصطدم بالأشياء حوالي 14 مرة باليوم
    Her düştüğümde veya bir şeylere çarptığımda incinen yerim içeriden kemikleşecek. Open Subtitles في كل مرة أصطدم بشيء أو أسقط المكان المتأذي يحترق من الداخل
    Priya,yolculuğun nasıl geçti az kalsın büyük bir kamyona çarpıyordum hatta kamyonu durdurdum ama şoförü çok tuhaftı Open Subtitles "بريا " ، كيف كانت رحلتك ؟ كدت أصطدم بشاحنة كبيرة حتى أنني أوقفت الشاحنة ، لكن السائق كان غريب الأطوار
    Ama sürücü, köpeğe çarptığını söylemiş. Open Subtitles لكن السائق قال بأنه أصطدم بـــ كلب . ؟
    Ama sürücü köpeğe çarptığını söyledi? Open Subtitles لكن السائق قال أنه أصطدم بـــ كلب ؟
    Birine çarptığını nerden biliyor ki? Open Subtitles كيف عرفت بأنه أصطدم بشخص ما ؟
    Biliyoruz ki dev bir göktaşı, 65 milyon yıl önce Meksika Körfezi bölgesine çarptı. Open Subtitles نحن نعلم بأن كويكب سيار ضخم أصطدم بالأرض على مقربة من الساحل المكسيكي قبل 65 مليون سنة
    Fırtınalı bir sudan geçiyordum, teknem kayalara çarptı. Open Subtitles لقد كنت أمر ببعض المياة العنيفة و أصطدم قاربي بالصخور
    14 yaşımdayken en yakın arkadaşım bisiklet kullanıyordu ve kazayla hoşlandığım kıza çarptı. Open Subtitles عندما كنتُ في الـ 14 من عمري، كان أعز رفاقي في العالم يركب دراجته و أصطدم عرضياً في تلك الفتاة التي أحببتها.
    Vericiye ben çarpmadım! Open Subtitles أنا لم أصطدم بدش الارسال
    - O kadar da sert çarpmadım. Open Subtitles -لكنني لم أصطدم بتلك القوة
    Ben ona çarpmadım. Open Subtitles لم أصطدم بها
    Ona hafifçe çarpıp konuyu cuma günündeki karşılama partisine getireceğim. Open Subtitles حسناً سوف أصطدم به بطريقه عرضيه وادعوه للحضور معى فى حفله يوم الجمعه
    Az kalsın arabaya çarpıp ölüyordum bu yüzden "lütfen gazete atmayın". Open Subtitles كان من الممكن أن أصطدم بسيارة و أنا أقول ببالي.. "لم يكن جديراً بي الاشتراك بتلك الجريدة"
    - Ona çarpacağım! Open Subtitles - I'm going to hit him! ! سوف أصطدم به - !
    Taşlara falan çarpıyorum. Open Subtitles بهذه، لذا فأنا أصطدم بالصخور وما شابهها
    Tahtalara çarptığımda çıkan sesi mi? Open Subtitles الصوت عندما أصطدم بالألواح؟
    Tanrım, neredeyse tapınağa çarpıyordum. Open Subtitles يا الهي لا، كدت أصطدم بمدينة الناصرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus