| Bu çizikler çok daha küçük bir şey tarafından yapılmış, neredeyse insan boyunda. | Open Subtitles | هذه الخدوش أحدثت بواسطة شيئاً ما أصغر من ذلك تقريباً مماثل للحجم البشري |
| Bu bana, silahın daha küçük olması gerektiğini düşündürdü. | Open Subtitles | مما جعلني أفكر بأن السلاح هو أصغر من ذلك. |
| Ah daha ulaşamadım. Bundan daha küçük. | Open Subtitles | ممم ، لم أصل إليها بعد هناك ما هو أصغر من ذلك |
| daha genç birini evlat edinseydik diyorum sadece Ugandalı olabilir mesela. | Open Subtitles | أنا فكرة فقط إذا أردنا, أن تكون أصغر من ذلك. ربما أوغندية. |
| Lanet olsun benim oğullarım ondan daha genç değil. | Open Subtitles | يسوع القرف. ابني لا _ أصغر من ذلك بكثير منه. |
| Dedektörü oluşturan parçaları, 100 mikron boyutundaki saç teli genişliğinden 1.000 kat daha küçük 100 nanometre boyutunda küçültmeye imkân sağlıyor. | TED | تسمحُ لنا تقنية النانو بتقليص الأجزاء المكّونة للكاشف من عرض شعرة الإنسان، التي تعادل 100 ميكرون، إلى ألف مرة أصغر من ذلك. أي 100 نانومتر،. |
| daha küçük bir burun ve çene çizgisi ile ilgili de bir şeyler yap. | Open Subtitles | أنف أصغر من ذلك و افعل شيئاً بالفك. |
| Bundan daha küçük. | TED | هي أصغر من ذلك. |
| - daha küçük bir şey. | Open Subtitles | ؟ هكتار. أصغر من ذلك. |
| Ben daha küçük hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر أنه كان أصغر من ذلك |
| Benim memeler daha küçük. | Open Subtitles | هوو! أنت تعرف يا الثدي هي أصغر من ذلك. |
| Ve tabi ki, biraz daha genç iseniz o zaman asla yakın olmayacaksın yaşla ilgili sebeplerden dolayı ölüme | TED | وبالطبع.. إذا كنت أصغر من ذلك... لن تصبح أبداً... ضعيفاً بما فيه الكفاية، حتّى تموت من أسباب لها علاقة بالتّقدّم في العمر |
| Çok daha genç! | Open Subtitles | انك بالتأكيد تبدو أصغر من ذلك |
| - Evet. daha genç olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسبت أنك أصغر من ذلك |