Su püskürtücüyü tamir et fotoğraf albümüne resim koy. Şeker yemeyi bırak. | Open Subtitles | أصلاح الرشاشات , ضع الصور في البوم الصور توقفِ عن تناول السكر |
tamir ekibi sızıntı tamamen sona erene kadar çalışmaya devam eder. | Open Subtitles | وفريق الصيانة سيظل يعمل حتى يتم أصلاح التسريب بالكامل |
Arabanın fren balatalarını kesersen onu tamir edemem. | Open Subtitles | تعلم , أنك اذا قطعت أسلاك الكوابح بالسيارة لاأستطيع أصلاح ذلك |
ve bunu düzeltmek zor gibi görünüyor güneşe çarpıp buharlaşacaksınız. | Open Subtitles | و يبدو أنه إن لم يتم أصلاح المسار أنتما الإثنان .. ستصطدما بالشمس وتتبخرا |
Bekle! Bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | أنتظر، أستطيع أصلاح هذا |
Temel araba tamiri ve bakımı kursuna hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في أصلاح وصيانة السيارةِ الأساسيِ. |
Kiliseyi onarmak birinci önceliğimiz olmalı. Bunu bir ergen ve ergen babası olarak söylüyorum. | Open Subtitles | ،يجب أن نولي أصلاح الكنيسة أولويتنا القصوى وأقول هذا كمراهق، وكوالد لمراهق |
En azından gemimizi tamir edene kadar bir süre daha orada kalacaklar. | Open Subtitles | سيبقون هنا لمدة أطول ليتمكنوا من أصلاح السفينة |
Bu motorları tamir edemeyeceğini söyleseydin, bunun gerçekten çok kötü olduğunu fakat yapacak başka bir şeyler bulmamız gerektiğini söylerdim. | Open Subtitles | إذا أخبرتني أنه لا يمكنك أصلاح الدراجتان كنت سأقول هذا سيء ولكن كنت سأبحث عن شيء أخر أفعله |
Duygularını paylaşmayı bıraktın, sessiz bir akşam yemeğinden yırtmak için bozuk olmayan ekmek makinasını tamir ediyormuş gibi yaptın. | Open Subtitles | توقف عن مشاركة مشاعرك أقضى الكثير من الساعات فى أصلاح ماكينه الخبز , التى لم تكسر فقط لكى تتجنب عشاءا ً صامتا ً أخر |
Asla birşeyi tamir edemeyeceğimi kabul etmem. | Open Subtitles | . انا لن أعترف , بأنه لا يمكنني أصلاح شئ |
Lanet bir klimayı bile tamir edemiyorlar, ...ama dünyanın diğer ucunda bir hacıyı hedef alabiliyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنني أصلاح مكيف الهواء تباٌ لكن أستطيع أستهداف مهاجر في منتصف الطريق في جميع انحاء العالم التافه |
Eski yaşamımda birşeyleri tamir etmekte asla iyi olmamıştım. Ama okyanusun ortasındayken ve öbür kıyıya ulaşmanın yalnızca tek yolu varken ne kadar becerikli olabildiğinize inanamazsınız. | TED | أنا لم أكن أبداً ماهرة فى أصلاح الأشياء حينما كنت أحيا حياتى السابقة و لكن من المدهش كيف بإمكانك أن تكون واسع الحيلة حينما تكون فى قلب المحيط و ليس هناك سوى طريقة واحدة للوصول للجانب الآخر |
Verdiğim hasarı tamir edebilirim. | Open Subtitles | أريد أصلاح الضرر الذي تسببت فيه |
Hayatımın en önemli ilişkisini tamir etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أصلاح.. العلاقة الأكثر أهمية في حياتي |
Eğer bunu düzeltmek istiyorsan, kendin yap. | Open Subtitles | أذا كنتِ تريدى أصلاح هذا ، أفعلى هذا بنفسك |
Başkanın bu ülkeyi düzeltmek için iyi tasarlanmış bir planı var. | Open Subtitles | الرئيس لديه فكرة مدروسة بدقة حيال كيفية أصلاح هذه البلاد |
Bunu düzeltebilirim! | Open Subtitles | أسطيع أصلاح الأمور |
Belki bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | يمكننى أصلاح هذا الوضع |
İçinde bilgisayar tamiri ve termit el bombası ile sıcak patates oynamanın olmadığı planlar? | Open Subtitles | خطط ليس بها أصلاح الحاسوبات او أن ألعب لعبة البطاطس الساخنة بقنبله |
Suyu onarmak o kadar da zor değilmiş. | Open Subtitles | حسناً , أتضح أن أصلاح مشكله المياه ليست مشكله |