Kardeşim gitti, sen kelsin ortada çıplak bir halde dolaşan bir ucube var! | Open Subtitles | أخى قد ذهب أنته أصلع نحن عندنا ذلك المعتوه العارى يتمشى هنا أنا لست معتوه |
İstediğin gibi davran serseri. Hala kelsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تشمت كما تشاء أيها الوغد فلازلت أصلع |
Küçükken, onu örnek alırdım, ki ayrıca keldi. | Open Subtitles | كان المفضل لديّ في صغري، دون الحاجة لذكر أنه أصلع |
Benim gibi yürüyecek, konuşacak, ve bu oyunları kazanana kadar, benim gibi dazlak olacaksınız! | Open Subtitles | ستتحدثون مثلي ، تمشون مثلي حتى تفوزوا بهذه اللعبة سوف تكون أصلع مثلي |
Hey, bilginiz olsun, kendi kararımla kelim. | Open Subtitles | مهلاً, من أجل السجل, انا أصلع بالإختيار. |
keltoş Dağı'na gidip kelce şeyler yapmak ister misiniz? | Open Subtitles | أتريد الذهاب للتسلق و أنت أصلع نهاية الأسبوع و القيام بما يقوم به أي أصلع؟ |
Gözümü açtığımda Metropolis Hastanesi'nde ve tamamen keldim. | Open Subtitles | الشئ التالي الذي أذكره هو استيقاظي في العاصمة أصلع تماماً |
"O kadar kelsin ki, boğazlı kazak giyince roll-on deodoranta benziyorsun." | Open Subtitles | أنت أصلع لدرجة أنه عندما ترتدي بلوزة تغطي العنق تبدو كمزيل العرق الجامد |
Saçını bile düzeltmemişsin çünkü zaten saçın yok. kelsin. | Open Subtitles | أنت لا تصفف شعرك لأنك لا تمتلك أي شعر، أنت أصلع |
Simpson, geç kaldın, kelsin ve salaksın. - 1 günlük ücretini kesiyorum. | Open Subtitles | سيمسون), أنت متأخر و أصلع و غبى) سأخصم لك راتب يوم كامل |
- Beyaz ve keldi ama çok uzaktaydı ve bir anlıktı sonra da kayboldu. | Open Subtitles | كان أبيضا و أصلع لكنه كان بعيدا و لمدة ثوان فقط و من ثم إختفى |
"keldi, gözlüklüydü" dedi. Irkçı bir şeyler söylemişsin. | Open Subtitles | أصلع نظارات ، لقد نطقت بإهانة عنصرية |
Yo, hayır, keldi. | Open Subtitles | كلا، انه كان أصلع |
Evet, sanırım bir Bushmaster... senin gibi bir dazlak kızılboyunlunun çok daha fazla silahı olmalıydı. | Open Subtitles | نعم ، دعني أخمن أن البوشماستر ربما كانت أكبر من من شخص أصلع برقبة حمراء مثلك |
dazlak, zayıf bir serseriyi insanüstü bir Golyat'a dönüştüren nedir? | Open Subtitles | ما كل هذه الحركات من شرير ضعيف و أصلع إلى جالوتي فائق القوى |
Sadece kelim ve boyun kasım kalın damarlı diye, sik kafalı... değilim, bu sik kafalı da yapmaz beni... | Open Subtitles | فقط لأنني أصلع. مع سميكة عضلات الرقبة معرق. لا .. |
Tepemde kala kala 2 tel saçım kaldı. - O kadar kelim ki. - Derine. | Open Subtitles | كل ما لدي هو هاتين الشعرتين أنا أصلع كليا |
Ona keltoş dediğimde çok kızardı. | Open Subtitles | لا زال يجن عندما اناديه كوجاك "كوجاك : مسلسل امريكي يبحث في تحقيق الجرائم وبطله عجوز أصلع" |
-İnan bana kısmen keldim. -Hatırlıyorum. | Open Subtitles | من أنا أقول لكم، كنت أصلع عمليا. |
Üzerinde "seni seviyorum balkabağım" yazıyor. | Open Subtitles | لما مكتوب، "أحبك ، يا أصلع" ، عليها؟ |
Güçlü ve bağımsız olduğumu öğrenmek için kel kafalı bir adama ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لمساعدة رجل أصلع داخل كتاب ليقول لي اني قوية و مستقلة |
Hindi akbabalarının kafası tıpkı ismi gibi kırmızı ve keldir. | Open Subtitles | رئيس وصقر في تركيا، مثل تحمل الاسم نفسه، هو أصلع والأحمر. |
Kusmaya ve altını doldurmaya meyilli kel bir küçük adam. | Open Subtitles | رجل صغير أصلع يعاني من القيء وحساسية من ارتداء الحفاضات |