Sırtı üstü uzanan bir beden, uzuvları kırık bir kukla gibi vahşice parçalanmış. | Open Subtitles | الجثة ملقاه على ظهرها , أطرافها مكسورة كالدمية المحطمة |
uzuvları kesilip, parçalanmış ve bir insan kukla olarak tekrar yerleştirilmiş. | Open Subtitles | حيث قُطعت أطرافها ثم وُصلت لتكون دميه بشريه |
Bunlar, suyun içinde uçarcasına yüzmek için kanat gibi uzuvlarını kullandılar. | Open Subtitles | التي تستخدم أطرافها الأربعة للطيران في المياه |
Bu, onun uzuvlarını gevşetmek, onu sakinleştirmek için. Kas gevşetici ile çok benzer. | Open Subtitles | هذا يساعد على إرخاء أطرافها و يبقيها هادئة إنّه يشبه المُرخيات العضلية |
İnsan hayatını ve uzvunu kurtarmak için elimizden geleni yapmak üzere eğitildik. | Open Subtitles | وقد تم تدريبنا لننقذ الأرواح, أو نصل أطرافها |
Bu Aimee Mullins, çocukken bacaklarını kaybetmiş, yanındaki de Hugh Herr, kendisi MIT'de bir profesör ve bacaklarını bir tırmanma kazasında kaybetmiş. | TED | هذه إيمي مولينز، فقدت أطرافها السفلية حينما كانت صغيرة، وهوغ هير البروفيسور في معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا الذي فقد أطرافه في حادث تسلق. |
Başıboş elleri, narin bacaklarında, boynunda ve dolgun saçlarının üzerinde gezindi. | Open Subtitles | وتحسست يداه أطرافها وعنقها وشلال شعرها الوافر |
uzuvları kesmek? | Open Subtitles | قطع أطرافها. |
Biraz öyle ama daha çok yaralarla kaplı ve uzuvlarını çıkarıp tekrar dikebilmesinden ötürü. | Open Subtitles | نوعاً ما، لكن أكثر بسبب أنها مغطاة بالندوب و يمكنها أن تفصل أطرافها ثم تعيدهم بتخيطهم. |
Topraklarını işgal edip, onu yok edeceğiz ve uzuvlarını dört ata bağlayıp, onu böyle parçalara ayıracağız. | Open Subtitles | سنغزوها وندمرها، وسيتم ربط أطرافها بأربع خيول ونمزّق جسدها. |
- O şeyini-- bir uzvunu incitmişti. | Open Subtitles | -كان ذلك.. لقد آذت أطرافها . |
Bence kol ve bacaklarını tamamiyle kullanabilmek için tedaviye ihtiyacı var | Open Subtitles | أظن أنها تحتاج إلى علاج مناسب حتى تستطيع أن تستخدم أطرافها كما كانت من قبل |
Kol ve bacaklarında ileri derecede damarlaşma var. | Open Subtitles | دهون عضلية ممتدة على أطرافها |