çocukken oynadığımız bir oyundu sadece. Beni onun gibi giydirmiştin. | Open Subtitles | هو مجرد لعبة لقد كنا أطفالاً لقد جعلتيني أرتدي مثله |
Bu küçük çocukları böyle çalıştırmaktan biraz olsun utanmıyor musun? | Open Subtitles | أليس من العار أن تدعى أطفالاً يقومون بهذا العمل ؟ |
Bir adam evlendiği zaman, çocuklar ister. Tanrı' nın bizden beklediği. | Open Subtitles | عندما يتزوج الرجل ، يريد أطفالاً هذا ما يتوقعه الرب منا |
Benimle aynı yaşta olan çocukların bile temiz plastik şişeleri dere ve yol kenarlarındaki pis sudan doldurduklarını gördüm. | TED | رأيت أطفالاً يبدون في مثل عمري يملؤون زجاجات المياه الشفافة بمياه قذرة من ينابيع بجانب الطريق. |
Prue, beni şaşırtacak bir sürprizin yoksa, senin Çocuğun yok. | Open Subtitles | برو، إن كنتِ لا تُخفين عنّي مفاجأة كبيرة كهذه، فأنتِ لا تملكين أطفالاً |
Ömer beraber büyüdük...70 yıl önce ikimiz de çocuktuk hatırlıyor musun? | Open Subtitles | عمر، لقد ترعرعنا معاً ألا تذكر منذ سبعون عاماً عندما كنا أطفالاً معاً؟ |
Çocukluğumuzdan beri kardeşimin pek fazla arkadaşı olmadı. | Open Subtitles | منذ أن كنا أطفالاً , لم يكن لأخي الكثير من الأصدقاء |
Bir otobüs dolusu çocuğu öldürmek için nasıl bir hafifletici sebep olabilir. | Open Subtitles | ما هو العذر الذي يوجد لإطلاق النّار على حافلة تُقِلُّ أطفالاً ؟ |
çocukken, aynı senin gibi ben de onunla böyle ilgilenirdim. | Open Subtitles | عندما كنا أطفالاً , كنتُ أعتاد الأعتناء بها مثلكِ تماماً |
Konuşmaya başlarken, sizlerden çocukken oyuncak küplerle oynadığınız günleri düşünmenizi istiyorum. | TED | أريد البدء معكم بالطلب منكم بأن تعودوا بالذاكرة إلى حين كنتم أطفالاً تلعبون بالمكعبات. |
Biz çocukken, dostlar birbirlerini ziyaret ederdi. | Open Subtitles | عندما كناً أطفالاً الأصدقاء كانوا يزورون بعضهم البعض |
20 yıldan fazladır insanlarla iç içe. O kadından çocukları var. | Open Subtitles | عاش مع البشر لأكثر من 20 عاماً و أنجبَ أطفالاً منها |
Altın elerken ve civayla zehirlenmiş suyun içinde dolaşırken kadınların sırtında bağlanmış çocukları vardı. | TED | العديد من النساء يحملون أطفالاً مشدودين على ظهروهم بحزام بينما كُنّ يُنقّبن عن الذهب، يخوضون في ماء مسموم بالزئبق. |
Bilmediğimiz şey, hangilerinin kurtarılmış hangilerinin hâlâ tespit edilmesi gereken çocukları temsil ettiği. | TED | نحن لا نعلم كم منها تُمثل أطفالاً تم إنقاذهم بالفعل أو لازال الطفل بحاجة إلى تعريف. |
bağlandığım zaman çocuklar beni tuzağa düşürdüler. | TED | ولن تعلم ما أعنيه إلا عندما تنجب أطفالاً. |
Ama bir yorumu tekrar tekrar alıyorum: "Bırakın, çocuklar çocuk olsun." | TED | ولكن كان هنالك تعليق يصلني مراراً وتكراراً: "دع الأطفال يكونوا أطفالاً". |
Evlenip çocuğum olduğunda, karımda benim gibi cahil olursa, çocukların ödevlerine kim yardım edecek? | Open Subtitles | إذا تزوجنا ورزقنا أطفالاً ، لو كانت زوجتي أمية ، مثلي من سيساعد أطفالنا في واجباتهم؟ |
Buraya çok Çocuğun geldiğini gördüm ama... bekleme odasında bu kadar çok insanla gelen... bir çocuk görmemiştim. | Open Subtitles | رأيت الكثير من الأطفال ياتون إلى هنا لكنني لم ارى أطفالاً يأتون إلى هنا و هناك الكثير من الناس ينتظرونهم بالخارج |
Daha çocuktuk. Plajdaki evin içine çadır kurmuştuk. | Open Subtitles | لقد كنا أطفالاً بخيام مكدسة في كوخ الشاطئ |
Çocukluğumuzdan beri, Jay bu duygularımı hep derinliklerimde hissettim sevdiğim kişi sensin ve hayatımın geri kalanını seninle geçireceğim. | Open Subtitles | منذ أن كنا أطفالاً صغار كان لدي هذا الشعور في أعماقي أنه أنت من أريد |
Ama karısı Saray kısırdı ve çocuğu yoktu. | Open Subtitles | ولكن زوجته ساراى كانت عاقراً و لم يكن لها أطفالاً |
Eski çocuk savaşçılarla beraber 40 çocuğumuz var. Herkes bizi desteklemek istiyormuş gibi hissediyoruz. | TED | لدينا 40 طفلاً، كانوا أطفالاً مقاتلين سابقين مختلطين مع أي شخص نشعر أننا نريد دعمه. |
Çocukluktan beri takılırız onlarla | Open Subtitles | كنا نتسكع هناك عندما كنا أطفالاً عليك المجىء |
Ama galiba o zaman pek çoğu çocuktu. | Open Subtitles | فقط أعتقد. . الكثير منهم كانوا أطفالاً عندها |
Korkunç insanların, yaramaz bebekler olduğunu söylerler. "Bilmemiz gerekirdi. | Open Subtitles | أنت تسمع دوماً أن الفظيعون يكونوا دوماً أطفالاً فظيعون |
Olacak şey, yaşam süresi bizimkisinden kısa çocuklarımız olması. | TED | الذي سيحدث هو أننا سننجب أطفالاً سيحصلون على حياة أقصر من حياتنا |
Nelerle boğuştuğumu bilmiyorsunuz. İki küçük çocuğum var. Kendi çocuklarınız olsaydı anlardınız. | Open Subtitles | أنتم لا تعلموا ما أمر به, لدي طفلان صغيران, لو كان لديكم أطفالاً لفهمتوا. |
çocuğunuz varsa arkasına saklanın. | Open Subtitles | إن كآن لديكم أطفالاً صغار إستخدموهم كدروع |