| Daha çocuklarınızın doğduğu an, bir gün yuvadan uçacaklarını bilirsiniz. | Open Subtitles | منذ لحظة ميلاد أطفالكم تتجاهلون حقيقة أنهم يوماً ما سيتركونكم |
| çocuklarınızın oyunları nasıl oynadıklarının dinamiklerini anlayın. | TED | افهموا الديناميكية التي يلعب بها أطفالكم والألعاب التي يلعبوها |
| çocuklarınızla birlikte evinizden çıkıp onları parka götürdüğünüzde kendiniz güvende hissediyor musunuz? | Open Subtitles | عندما تغادرون منزلكم مع أطفالكم لتذهبوا الى المتنزاهات , هل تشعرون بالأمان؟ |
| Bol bol yer var ve eminim çocuklarınız da bayılır. | Open Subtitles | بها غرف كافية ، وانا واثق بان أطفالكم سيحبون المكان |
| Hayatın kadınlara karşı hiç adil olmadığını biliyorum. Çocukların büyüdüğünde artık sana ihtiyaçları olmuyor. | Open Subtitles | أعلم أنّ الحياة قاسية عليكنّ أيتها النّساء أطفالكم يكبرون،ولن يكونوا بحاجة إليكم |
| Kaçın! bebeklerinizi ve zırhlarınızı saklayın! | Open Subtitles | اهربوا , خبئوا أطفالكم وأعمالكم الخرزية |
| Onun yerinde sizin çocuklarınızdan biri olabilirdi. | Open Subtitles | كان من الممكن أن يكون أي واحد من أطفالكم |
| Çocuklarını senin gözünden tanımaya bayılıyoruz. | Open Subtitles | نحبُ أن نتعرف على أطفالكم من خلال أعينكم أنتم. |
| Ama bundan da kötüsü, yüzde 90'ı çocuklarınızın veya torunlarınızın ömrü süresinde bir salgın olacağını düşündüğünü söyledi. | TED | لكن الأسوأ من ذلك، 90 في المائة أعتقدوا أنه سيحدث وباء أثناء حياة أطفالكم أو أحفادكم. |
| Kanepeniz, plastik sandalyeniz, çocuklarınızın oyuncakları kendi görünmez gerçeklikleri verir.Ve bu çok zehirlidir. | TED | أريكتكم ، مقعدكم البلاستيكي، ألعاب أطفالكم لديهم حقيقتهم الغير مرئيه. |
| Tabii çocuklarınızın düzenli olarak incelenip bazı testlere tabi tutulmasına izin verirseniz. | Open Subtitles | بشرط أن تسمحوا لنا بفحص أطفالكم كنوع من التحاليل النظامية |
| Pierre, hiç kimse çocuklarınızın tuhaf isimleri olduğunu söylemedi. Hayır, hayır. | Open Subtitles | بيير، لا أحد يرى أن أسماء أطفالكم سخيفة. |
| Ama inanın bana çocuklarınızın evlerine sağ salim dönebilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | ولكن صدقوني, نحن نبذل كل ما بوسعنا لإرجاع أطفالكم إلى المنزل |
| Şimdi, ligde oynarken eşitliği sağlamak için çocuklarınızın her biri, birden beşe kadar bir ölçek içinde kategorilere ayrılacak. | Open Subtitles | والآن, حتى نضمنَ التكافؤَ بين اللاعبينَ هنا فقد تم تصنيفُ أطفالكم بآليّةٍ معينةٍ من واحد إلى خمسة |
| Bugünkü sunumdan bir şey alamadıysanız, umarım çocuklarınızla oynama şansınız olur. | TED | إذا تعلمتم شيئاً واحداً من عرض اليوم أتمنى أن يكون إمكانية اللعب مع أطفالكم. |
| Şimdi de ilerleyin ve çocuklarınızla birlikte havuza girin. | Open Subtitles | حسناً , أذهبوا مباشراً و ضعوا أطفالكم داخل المسبح |
| Ve bende çocuklarınız üzerine yemin ederim ki Eğer finale kalırsa | Open Subtitles | وأنا أيضاً أقسم بحياة أطفالكم إذا تمكن من بلوغ الجولة النهائية، |
| Ayrıca birkaç uyuşturucu testi yapılması gerekecek ve Çocukların teslim edilmesinden evvel bir ev ziyareti yapmamız gerekecek. | Open Subtitles | وعلينا أن نحدد موعداً لأخذ نطرة على المنزل قبل أن نعيد أطفالكم إليكما |
| Kendi bebeklerinizi kendiniz yetiştirin. | Open Subtitles | وهذا شأنكم، ربّوا أطفالكم بأنفسكم |
| Son altı gün içinde çocuklarınızdan üçü kaçırıldı. | Open Subtitles | خلال الستة أيام الأخيرة، تم سرقة ثلاثة من أطفالكم |
| Bu adamın kim olduğunu, Çocuklarını haber vermeden neden terk ettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم من كنتم تثقون به ليرعى أطفالكم |
| Eğer temel kelimeleri kullanmaya devam ederseniz bu çocuğunuzla daha iyi bir iletişim kurmanızı sağlar. | Open Subtitles | إن تابعتم تعلّم حصيلة الكلمات الأساسية، سيتاح لكم التواصل مع أطفالكم بطريقة أفضل. |
| Bunlar bebekleriniz millet. Bunun için yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | إنهم أطفالكم يا قوم هذا هو عملكم |
| Şayet eşleriniz ve çocuklarınıza son bir mesajınız varsa, şimdi söyleyin. | Open Subtitles | اذا لديكم أي رسائل أخيرة لزوجاتكم و أطفالكم سأستمع إليها الآن |
| çocuklarınızı Chuck E. Cheese'e götürdünüz ve onu öpmedin bile. | Open Subtitles | أخذتم أطفالكم إلى تشوك إي تشيز و لم تقبلها حتى |