Sürekli Hâkimin arayıp kararını değiştireceğini düşünüyorum ama bu kanunlara aykırı. | Open Subtitles | أظل التفكير القاضي هو ستعمل دعوة والغاء القرار لكنها ليست قانونية. |
Sürekli yapılması gereken şeyleri söylüyorum ama hâlâ hiç bir şey yapılmıyor. | Open Subtitles | أظل أخبرك أن تعتني بكل هذه الأشياء وبعدها لا تفعل شيئاً |
Evet, kontrol edip duruyorum. Meta-insanlarda herhangi bir ses yok. | Open Subtitles | أجل، أظل أفحص ولكن كل شيء هادئ في جانب المتحولين |
Neden Sürekli şu erkek oyunlarını bırakman için... yeterince büyümeni umut edip duruyorum bilmiyorum. | Open Subtitles | لست أدري لماذا انا أظل آمل ان تفارقك تصرفات هذه الفتاة المسترجله |
Uzun hikaye baba, ama bak ne diyeceğim, seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | إنهاقصةطويلة،لكن إصغ إلي ، أريد أن أظل معك. |
Kendini hayatını yaşarken, filmlerini çekerken karınla dans ederken, ben hala buradayım. | Open Subtitles | عندما تكون في حياتك، تصنع أفلامك وترقص مع زوجتك، أظل أنا هنا |
Bıkkınlık vericidir ama yanımda okuyacak bir şeyler hep olur. | Open Subtitles | فمن مملة جدا، ولكن أظل قراءة المواد معي طوال الوقت. |
Alet icat etmeye çalışırken Sürekli düştüğüm için arkasına fazladan bir kaç ayak daha koydum. | Open Subtitles | لقد وضعت رجلين أضافيتين للكرسي لأنني أظل أتعلق في الكرسي عندما أفكر لاختراع الأشياء |
Sürekli uyanıyorum ama bir başka rüyanın içine uyanıyorum. | Open Subtitles | أنا أظل أستيقظ, و لكنني فقط أستيقظ في حلم آخر |
Yani, onunla daha çok birlikte olmak istiyorum. Sürekli onunla olmak istiyorum. | Open Subtitles | أعني، مثل أني أريد أن أكون معها أكثر أريد أن أظل معها طول الوقت |
Sana söyleyip duruyorum, Jack. Tiyatroda para yok. | Open Subtitles | هل أظل أخبرك يا جاك إنه لا يوجد مال بالمسرح |
Şey, pek bakmadım. Pencerelerden uzak duruyorum. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لم أعلم، لقد كنتُ أظل بعيداً عن النوافذ |
işleri hallediş biçimini nasıl özlediğimi düşünüp duruyorum. | Open Subtitles | أظل أفكر كيف انا أفتقد انجز الأمور بطريقتك |
Seninle bağımız koptuğu için özür dilerim. Ama insanlarla bağlantıda kalmak kolay değildi. | Open Subtitles | آسفة لنى لم أكن على اتصال بك ، فقد كان صعباً أن أظل على اتصال بالجميع |
Yani sen hala onla uğraşırken öğretmenliği sürdürebilir miyim? | Open Subtitles | ماذا يعني هذا , أنه يجب أن أظل أدرس لك حتى أرد له الضربه ؟ |
Duke sadece 400 kilometre uzakta. Kendime hep böyle söylüyorum. | Open Subtitles | دوك تبعد 262 ميلاً فقط هذا ما أظل أقوله لنفسي |
Sadece burada kalacağım. Sadece senden yapmanı istediğim bir şey var. | Open Subtitles | سوف أظل وسط الحقول، هناك شيء واحد فحسب أحتاج منك فعله، |
Bugünden itibaren oğlumun attığı her adımdan haberdar olmak istiyorum... | Open Subtitles | من اليوم فصاعدا أود أن أظل على دراية تامة بكل حركات ابني |
Babam burada kalmamı istiyor. Buradan faydalanmasına yardımcı olmam için. | Open Subtitles | يريدني أبي أن أظل هنا، لأساعده في إعمار هذا المكان |
Çünkü burada kalmam gerekiyor ve bunu benim için zorlaştırırsan hiç durmadan ağlayabilirim. | Open Subtitles | لأني أريد أن أظل هنا,. واذا صعبتها علي, ربما ابكي بحرقة, ولن اتوقف. |
Uzunca bir süre bu şekilde kalmayı planlıyorum. | Open Subtitles | لكن لا تقلقي أنا أخطط أن أظل هكذا لمدة طويلة |
İki yıIdır burada çalışıyorsunuz. Neden size hep aynı şeyleri öğretmek zorunda kalıyorum? | Open Subtitles | أنتم تعملون هنا منذ عامين فلماذا أظل أعلمكم الأشياء ذاتها؟ |
Bu argümanları duyduğumda, hâlâ tüylerim diken diken oluyor, çünkü ailem ve arkadaşlarım var. | TED | فعندما أسمع هذه الحجج، أظل على موقف معاد لها، لأن لي عائلة وأصدقاء. |
Biri seni dövmeye kalksa,sessiz mi kalırım sanıyorsun?" | Open Subtitles | هل توّد أن أظل صامتاً إذا جاء شخص ما لضربك؟ |
Bu yüzden yatağa uzanıp uyanık kalmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | إذن ماذا كنت أفعل اعتدت أن أكذب في فراشي وأحاول أن أظل مستيقظا بقدر ما أستطيع |