"أظن ذلك" - Traduction Arabe en Turc

    • Sanırım
        
    • sanmıyorum
        
    • öyle düşünmüyorum
        
    • Galiba
        
    • Bence
        
    • öyle düşünüyorum
        
    • sanmam
        
    • Öyle sanıyorum
        
    • öyle düşünmüştüm
        
    - Sanırım evet. - Seninle aynı fikirde değilim ben? Open Subtitles ـ أظن ذلك ـ ليس هناك ضبابية او ازدواجية بالبصر؟
    Ben tam olarak öyle demezdim ama evet, Sanırım öyle. Open Subtitles ما كنت لأعبر عن الوضع هكذا لكن.. نعم، أظن ذلك
    Sanırım bu, oteldeki o cehennem ateşi ve lanetlenme laflarını açıklıyor. Open Subtitles أظن ذلك يفسر كل تلك الأمور اللعينة هناكُ في النُزل، صحيح؟
    Uzaklaştıracağını sanmıyorum; ama bu, sen hazırsan almaya hazır olduğum bir risk. Open Subtitles لا أظن ذلك ولكن هذه مجازفة أرغب بخوضها ,اذا انت موافق أيضاً
    Üzgünüm. Bunun senin sahneni etkileyeceğini, sanmıyorum ama değil mi? Open Subtitles أنا آسفة، لا أظن ذلك سيؤثر على العرض كثيراً، صحيح؟
    - Evet, Sanırım öyle. - Bunu yapmak istediğinden emin misin? Open Subtitles ـ أجل، أظن ذلك ـ وهل أنتِ واثقة تريدين فعل ذلك؟
    Sanırım ama lanet olsun, bu kadar yakışıklı olacağını kim bilebilirdi ki? Open Subtitles أظن ذلك, لكن, اللعنة ,من يستطيع أن يعلم عندما تكون بهذه الوسامة؟
    Sanırım daha önce tanışmıştık. Open Subtitles ـ أظن أننا تقابلنا من قبل ـ أنا لا أظن ذلك
    Yani, Sanırım. Buraya mı söylüyorum? Tamam. Open Subtitles ذلك جيد ، بالتأكيد ، أظن ذلك ، أغني هنا ؟
    Sanırım. "Ailenin isteği nedeniyle toplantı yapıImayacaktır," nasıI? Open Subtitles أظن ذلك. ماذا عن بناءً علي طلب فلن العائلة لن يكون هناك عرض للجثة
    Sanırım öyle, onun çıktığı ilk kız, o. Open Subtitles أظن ذلك. إنها مثل أول صديقة حقيقية له حضي بها.
    Bunun sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum Komiser, beni ilgilendirmediği kesin. Open Subtitles لا أظن ذلك من شأنك ملازم وبالطبع ليس شأني
    Hiç sanmıyorum, Bay Deckard. Bana göre bir yer değil. Open Subtitles لا أظن ذلك , سيد ديكارد , لا أرتاد هذه الأماكن
    Hiç sanmıyorum. Adam çok zeki. Elinizde başka ne var? Open Subtitles لا أظن ذلك إنه ذكي جداً ، ماذا لديك بعد ؟
    - kendini, tamamen açık hale getiriyosun. - Hiç sanmıyorum. Open Subtitles أنت تجعل نفسك مكشوف تماماً - لا أظن ذلك -
    Hiç sanmıyorum. Hele ki tuvalet masasının üstünde rahmetli Çar'ın resmini tutuyorken. Open Subtitles بالكاد أظن ذلك سيدي المفتش، ليس وصورة القيصر الراحل على طاولة التزيين الخاصة بها
    sanmıyorum. neden beni rahat bırak mıyorsun? Open Subtitles لا أظن ذلك. يجب أن تتوقّف عن الإعتماد عليّ.
    öyle düşünmüyorum, aynı yıldız ölümlerini sayısız defa pekçok yerde gözlemleyeceklerdir. Open Subtitles لا أظن ذلك. سيكونون وقتها قد راقبوا ظواهر مماثلة على عدد لا يحصى من النجوم قبل فناء الشمس بوقت طويل.
    Böylece bize konuşacak daha fazla zaman kalmış oldu Galiba. Open Subtitles أظن ذلك يخوّلنا مزيدًا من الوقت لنتحدث في بعض الأمور.
    Kulağa fazla Freudyen geldiğini biliyorum ama Bence bu durumda öyle değil. Open Subtitles تبدو وكأنها مسألة نفسية .. ولكن مع حالتك تلك لا أظن ذلك
    - Eminim şimdiden biliyorsundur. - Bazen ben de öyle düşünüyorum. Open Subtitles انا متأكدة بأنك تعرفين ذلك مُسبقاً - أحياناً أظن ذلك -
    Hayır, hiç sanmam. Duygular konusunda tasalanmamıza gerek yok. Open Subtitles لا أظن ذلك لا خوف على المشاعر هنا
    Öyle sanıyorum. Bu odaklanmış ve absorbe edilmiş bir dikkat hali. Open Subtitles أظن ذلك ، هذه حالة من الشرود والتركيز الانتباهي
    Hayır. Biliyorum,Bende öyle düşünmüştüm. Open Subtitles لا ، أنا أعلم ، وكنت أظن ذلك أيضا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus