Kendine ait kurallarının olduğunu biliyorum ama sanırım onlar herkesin ölmesini kapsamıyor. | Open Subtitles | أعلمُ أنّ لديكِ قواعدكِ لكنّي أعتقد أنّها ستتماشى مع موت النّاس كافّةً. |
sanırım sık sık buraya geliyor. Onu bulmalıyım. | Open Subtitles | أعتقد أنّها زبونةٌ هنا، وأحتاج للعثور عليها. |
Ekibimdekiler daha net bilir ama burayla bir bağlantısı olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | الموظفين سيعرفون بشكل أفضل، لكن لا أعتقد أنّها مُرتبطة بهذا المكتب. |
Ben araştırdım. Seni aldattığını sanmıyorum. | Open Subtitles | أجل, لقد تأكدت من الامر لا أعتقد أنّها تخونك |
Hayır, hayır. Durun çocuklar. Galiba öldü! | Open Subtitles | كلاّ، كلاّ، مهلاً يا رفاق أعتقد أنّها ماتت |
Doktor onun paranoyak olduğunu düşünüyordu ama bence o korkuyordu. | Open Subtitles | وظنّت الطبيبة أنّها مجنونة بالشك، ولكن أعتقد أنّها كانت خائفة. |
Bir kadına çıkma teklif etmeden önce onun hakkında bilgi sahibi olmanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّها فكرةٌ جيّدة أن أعرف قليلاً عن المرأة قبل أن أطلب منها الخروج معي |
sanırım ondan şu parmak ucu dönüşlerinden yapmasını istemiş ve bunları video'ya kaydetmiş, hepsi bu. | Open Subtitles | أعتقد أنّها قام بتصويرها وهي ترقص، ولكن هذا كلّ مافي الأمر |
sanırım yeni bir şeyimin olmasını istedi. Tatlı eski şey. | Open Subtitles | أوه، أعتقد أنّها أرادتني أن أحظى بشئٍ جديد ، يالها من لطيفة |
sanırım şarkıyı CD'den söyledi. | Open Subtitles | أعتقد أنّها غنّت الأغنية من القرص المدمج |
O zaman geçen hafta sonu aramıştı sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنّها اتصلت بعطلة نهاية الأسبوع المنصرمة |
Ve kolayca yıprandığını, görebildiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أنّها ترى كيف يمكنكَ أن تكون بمثل هذا الإستخفاف |
Amerikan halkı gerçekleri bilmek istiyor ama artık gerçeklerin gün yüzüne çıkacağını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | الشعب الأمريكي يحتاج لأن يعرف الحقيقة و الآن لا أعتقد أنّها ستُعرف بشكل تام أبدا |
Şanslıymış. Kalıcı bir hasar olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | إنّها محظوظة، لا أعتقد أنّها ستصاب بضرر دائم. |
Galiba o kadar beklemek istememiş, yoksa burada olmazdık. | Open Subtitles | أعتقد أنّها لمْ ترد الإنتظار كلّ ذلك الوقت، وإلاّ فإننا لن نكون هنا. |
Galiba sadece iltifat ettiğimi düşünüyor. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنّها تشعر وكأنّي أغالي فيها، هذا كلّ شيءٍ. |
Tam anlayamıyorum. Galiba Estonyalı. | Open Subtitles | لا أستطيع استيضاح ما تقول، لكن أعتقد أنّها إستونيّة. |
Buradaki plakanın altında, bu bir yanmış kağıt, bence bir mektup. | Open Subtitles | والىن ،تحت هذه اللوحة، هناك ورقة واحدة، والتي أعتقد أنّها رسالة |
Dolayısıyla bugün sizlere bir iddia, bir amaç ve bir görev hakkında farklı hikayeler anlatacağım, ki bence bu örnekler konunun daha doğru anlaşılmasını sağlıyor. | TED | لذا ما سأحاول قوله لكم اليوم هي قصة مختلفة عن ادعاء و هدف و مهمّة أعتقد أنّها تعطي صورة أعمق للموضوع. |
bence büyük bir hata ama karar senin. | Open Subtitles | أعتقد أنّها غلطة فادحة، لكن القرار يعود لك. |
Onun çorabında tuhaf bir kağıt parçası bulduk. Onun bir tür şifre olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | تعلم ، لقد وجدنا ورقة غريبة في جوربه أعتقد أنّها نوع من الرموز |
- Bulduğum şeylerin, cep telefonu parçaları olduğunu düşünüyorum ama paramparça olmuş. | Open Subtitles | أنا أجد ما أعتقد أنّها أجزاء من هاتفه النقال، لكنّها مُحطمة بشكل كبير. |
Ama onun oralarda bir yerlerde olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعتقد أنّها بالخارج بمكانٍ ما. |