| Hatta öylesine çok seviyorum ki iki yılda bir yeni bir dil öğreniyorum, şu anda da sekizinci dili öğreniyorum. | TED | في الواقع، إنني أعشق تعلم اللغات حتى أنني أحب تعلم لغة جديدة كل عامين، في الوقت الحالي أتعلم لغتي الثامنة. |
| Bana eski kafalı diyebilirsin ama pazar günleri parkı çok seviyorum. | Open Subtitles | قل عني عتيق اذا أردت ريتشارد لكنني أعشق الحديقة يوم الأحد |
| Ona söyle, bence çok şeker biri. Ve bu eski adetlere bayılıyorum. | Open Subtitles | قل له نيابةً عنيّ أنه جذاب جدا وأنا أعشق هذه العادات القديمة |
| Caleb Chung: "Burda söylemek istedigim tek şey buydu: Oyuncaklara bayılıyorum." | TED | كالب تشونق: "هذا كل ما أريد أن أعبره: أنا أعشق الألعاب" |
| -Gitmeme izin ver yoksa bela çıkar. -Belaya bayılırım. | Open Subtitles | . أتركني أذهب أو سيكون هناك مشكلة . أعشق المشاكل |
| Tanrı'm bu parçaya bayılırım sekiz nota nasıl yağmur gibi damlıyor. | Open Subtitles | يا الله، كم أعشق هذه المقطوعة كيف أن النوطات الثمانية تبدو وكأنها مطراً |
| Şu anki yönetim biçiminden nefret etsem de o sporu severim. | Open Subtitles | أكره الطريقة التى تُدار بها اللعبة الآن, ولكنّى أعشق تلك الرياضة |
| Dünyadaki en büyük rol değil ama Summer Stock'u seviyorum. | Open Subtitles | إنّه ليس أكبر دورٍ في العالم، لكنّي أعشق المسرحيّات الصيفيّة. |
| Hoş dansları ve muhteşem heykelleri herkes kadar seviyorum, fakat bana başka bir şey de verin. | TED | أعشق الرّقصات الجميلة وفنّ النّحت الفخم بقدر الشّخص التّالي، لكن أعطني شيئاً آخر معه. |
| Medya ve teknoloji ile çalışmayı seviyorum çünkü, A) birbirimize aşinayiz ve sahip oldukları gücü seviyorum | TED | أعشق العمل مع التكنولوجيا ووسائل الإعلام أولاً: لأنني مطلعٌ عليها، و معجبٌ بمدى قوتها. |
| Yabancılarla s*kişmeye bayılıyorum. Beni çok tahrik ediyor. | Open Subtitles | أنا أعشق مضاجعة الأجانب، بل إنه يثيرني أيضا |
| Hız umurumda değil ama emniyet araç gereçlerine bayılıyorum. | Open Subtitles | لا تهمني السرعة ولكنني أعشق أدوات السلامة |
| 18. Yüzyıla bayılıyorum. Terbiye ve dehanın çağı. | Open Subtitles | أنا أعشق القرن الثامن عشر, زمن العبقرية والإبداع |
| Yüksek miktarlarda oynanan kumarlara bayılırım ve köpek dövüşü de benim için en üst düzey oyundur. | Open Subtitles | أنا أعشق النزول بثقلي في المراهنة، ومصارعات الكلاب أفضل رياضة بالنسبة لي |
| Ne kadar güzel. İncil'den olan isimlere bayılırım. | Open Subtitles | كم هو لطيف أعشق الأسماء المأخوذة من الإنجيل |
| Ama kendi ellerimle pişirip, kendim gibi keş arkadaşlarıma yasadışı yollarla sunduğum esrarlı keklere ve haşhaşlı tatlılara bayılırım. | Open Subtitles | ولكن أنا أعشق كعك الماريجوانا وأنا أخبزه ،وهو غير قانوني وانا دائماً اخدر زملائي |
| severim denizcileri! "Ben denizciyim! | Open Subtitles | واحد اثنين ، ثلاثة أربعة أنا أعشق القوات البحرية |
| Orayı çok severim, ama genelde çok kalabalıktır. | Open Subtitles | أعشق ذلك المكان ولكنه مزدحم في معظم الأحيان |
| - O kasabayı severim. - Onu nereden tanıyorsun? | Open Subtitles | ـ إننى أعشق هذه المدينة ـ إننى لم أذهب إليها منذ فترة |
| Biliyorsun annemi dünyada herkesten çok sevdim ve hala da seviyorum. | Open Subtitles | تعرف بأني أحببت، وما زلت أحب و أعشق أمي أكثر من أي أحد في العالم |
| Kişisel olarak, adam yutmamı istediği noktaya kadar hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | عن نفسى, أعشق اللحظة التى يريد بِها الرجل أن أبتلع المني |
| " Evet, bu evlilikten sıkıIdım, başka birine aşığım" dediğimi farz edelim. | Open Subtitles | أفترض أني قلت "نعم أنا خيبت ظنكِ أنا أعشق شخص ما"؟ |
| Ayrıca konuşma şekline ve söylediğin komik şeylere de tapıyorum. | Open Subtitles | وأنا أعشق طريقة كلامك والأشياء الطريفة التي تقولينها |
| Kravatı bile olmayan bir adama mı aşık olayım yani? | Open Subtitles | ماذا يجب على إذن؟ هل أعشق رجل لايملك حتى ربطة عنق ؟ |
| Damak zevkimi şaşırtabilen herkese taparım. | Open Subtitles | أعشق أي شخص يمكنه أن يفاجىء حاسة الذوق لدي |
| Karmaşık benliklere hayranım ve gerçek yaşam, görüntülerimi yaratmamda bana ilham veriyor. | TED | أعشق الشخصيات المعقدة، والحياة الواقعية تلهمني في إنتاج صوري. |
| Tüm istediğim Tanrı huzurunda... sevdiğim adamla evlenmeden önce... bir kaç yakın arkadaşla olmak. | Open Subtitles | كل ما تريد عدد قليل من الأصدقاء المقربين كما تبادل وعود أمام الله مع رجل أعشق. |
| Eskiden ben de kampa giderdim. Buna bayılırdım. | Open Subtitles | كنت أذهب للتخييم دائماً كنت أعشق هذا |