| Onları Bana verdiğin kitapta taşıdım. | Open Subtitles | لقد حملتهم معي احتفظت بهم في الكتاب الذي أعطيتني إياه |
| Onları Bana verdiğin kitapta taşıdım. | Open Subtitles | لقد حملتهم معي احتفظت بهم في الكتاب الذي أعطيتني إياه |
| Bana verdiğin o kitabın arka kapağında öyle yazıyordu. | Open Subtitles | طبقاً للغلاف الخلفي لذلك الكتاب الذي أعطيتني إياه. |
| Hayır, bunu bana sen verdin. Bende durmasını istiyorum. | Open Subtitles | كلا، أنتِ أعطيتني إياه أريدُ الإحتفاظ به |
| Manastırdaki üçüncü yılında, Meryem anamızın doğum gününde bana vermiştin. | Open Subtitles | هذا ما أعطيتني إياه في سنتك الثالثة في الدير في موعد ميلاد أمنا العذراء |
| Doğru. İşe başlamamın üçüncü gününde Bana verdiğiniz kalem. | Open Subtitles | القلم الرصاص الذي أعطيتني إياه في ثالث أيام عملي |
| Bana verdiğin parayla bulabildiğimin en iyisi bu. | Open Subtitles | هذا أفضل ما استطعت شراءه بالمال الذي أعطيتني إياه |
| Dün Bana verdiğin o nutuğun etkisinden kurtulmam çok zor oldu. | Open Subtitles | تعلمين, لقد أخذت وقتاً طويلاً لأتخلص من جلد اللسان الذي أعطيتني إياه البارحة |
| Bana verdiğin telefon numarası, Lawrence Henderson'a ait. | Open Subtitles | رقم الهاتف الذي أعطيتني إياه يعود إلى لورانس هندرسن |
| Fakat Bana verdiğin güvenli telefonu Kullanmıştım. | Open Subtitles | لكنّي إستخدمت الخط الآمن الذي أعطيتني إياه |
| Bana verdiğin kalem gerçekten hoşuma gitti. | Open Subtitles | لقد أعجبني قلم الرصاص الذي أعطيتني إياه ؟ |
| Bana verdiğin her şeyi geri verdim. Şunu imzala. | Open Subtitles | لقد أعدت كل شيء أعطيتني إياه وقع على هذه الآن |
| O olmadan, Bana verdiğin dosyadaki son şifreyi çözemiyorum. | Open Subtitles | ومن دونه، لا يمكنني فك شفرة ما تبقى من الملف الذي أعطيتني إياه |
| Bu da, Catalina'ya yapılan gezi sırasında Bana verdiğin çek gibi olmasın? | Open Subtitles | هل هذا لن يحدث مثل الشيك الذي أعطيتني إياه |
| Bana verdiğin IP adreslerinden birinin izini sürdüm. | Open Subtitles | تتبعت عنوان بروتوكول الإنترنت الذي أعطيتني إياه |
| Bana verdiğin isim de bir kimlik koduydu. | Open Subtitles | والاسم الذي أعطيتني إياه كان هو رمز التفعيل |
| NSA'yi hackleyemem biliyorsun ama belki Bana verdiğin diski yükleyebilirim ve taşıyor olabilecekleri silahların özelliklerini alabilirim. | Open Subtitles | أتدري شيئاً؟ لا أستطيع اختراق وكالة الأمن القومي ولكن ربما أمكنني رفع محتويات القرص الصلب الذي أعطيتني إياه |
| Kireçlenmiş Hız Gücü enerjisinden oluşuyor ve kendi ellerinle bana verdin. | Open Subtitles | إنه مصنوع من طاقة قوة السرعة المترسبة وأنت أعطيتني إياه |
| Gönlümde olanı okudun ve onu verdin bana. | Open Subtitles | قرأت ما أراده قلبي و أعطيتني إياه |
| Numarasını ister misin? Az önce verdin zaten. - Çok da iyiymiş | Open Subtitles | أعطيتني إياه للتو وهذا كثير جداً |
| Evet, sen bana vermiştin, unuttun mu? | Open Subtitles | نعم , أنت أعطيتني إياه , الا تتذكرين ؟ |
| Hayır. Bana verdiğiniz iki yıllıktı. Şimdi tamamen eskidi. | Open Subtitles | كلا, الذي أعطيتني إياه كان منذ عامين إنه منتهي الصلاحية تماماً |