Eğer evet derlerse, daha önce onların yapıp bizim parçalarına ayırdığımızı verdik. | TED | إذا كانت إجابتهم نعم ، أعطيناهم التي بنوها سابقاً ، وفككناها . |
Damardan geri verdik, tamam? | TED | لذا نحن أعطيناهم ذلك من خلال الوريد، صحيح؟ |
Onlara yedi saat içinde başka bir yoldan iki veya üç günde elde edebilecekleri veriyi verdik ve daha yüksek çözünürlükte. | TED | أعطيناهم في سبع ساعات البيانات التي يمكن أن تستغرق يومين إلى ثلاثة أيام لتصلهم بأي طريقة أخرى، وبوضوح أعلى. |
Onlara küçük bahçeler ve pencereler verdik, ve ısıtma sistemleri kurduk. | Open Subtitles | ,أعطيناهم الحدائق الصغيرة والنوافذ, وقمنا بتوليد المياه والضوء, وأنظمة التدفئة |
Onlara hastalıklı battaniyeleri verdik bu yüzden peşimizdeler. | Open Subtitles | يريدون الإنتقام لأننا أعطيناهم بطانيات مليئة بالراغيث |
Bize talep listesiyle gelebilmeleri için onlara bir kaç saat verdik. | Open Subtitles | اسمعوا, أعطيناهم بضع ساعاتٍ ليكتبوا لائحةً بالمطالب. |
Üzerinde isimlerimizin olduğu tangaları birbirimize verdik. | Open Subtitles | نحن أعطيناهم بعضهم البعض ومكتوب أسمائنا عليهم |
Sonra antijen verdik ve kanserleri geriledi. | Open Subtitles | ثم أعطيناهم المضاد الحلوي وقد منعهم هذا من أن يصابوا بسرطان الثدي |
Ianto, başka kaç kişiye daha amnezi hapı verdik? | Open Subtitles | أخبرني يا يانتو ، كم عدد الأشخاص الذين أعطيناهم الحبوب ؟ |
Göndermedik,öylece babasına verdik | Open Subtitles | اه حسنا. نحن لم نفعل لقد أعطيناهم لوالدها |
Yarınki haberleri ellerine verdik. | Open Subtitles | نحن فقط أعطيناهم ما تدور حوله أخبار الغد |
Bütün yaz kazandığımız parayı verdik, yine de 6.000 borçluyuz. | Open Subtitles | لقد أعطيناهم كل الأموال اللتي ربحناها طوال هذا الصيف ولازلنا مدينين له بستة الآف دولار |
Fikirlerimize ve büyük bir ajansa ihtiyaçları vardı, ...biz de onlara ikisini birden verdik. | Open Subtitles | أرادوا أفكارنا و وكالة كبيرة، لذا أعطيناهم الإثنين. |
- Sence onlara yanlış koordinat mı verdik? - Gidip bir kontrol edeyim ben. | Open Subtitles | هل تعتقدون أننا أعطيناهم احداثيات خاطئة لنذهب ونتأكد |
Kaçı geldi bilmiyorum. Onlara seçme hakkı verdik... | Open Subtitles | لا أعلم كم شخص حضر لقد أعطيناهم حرية الحضور |
Onlara bir yuva verdik, hayatta uğruna yaşayacakları bir şey, katkıda bulunmak için bir neden verdik. | Open Subtitles | أعطيناهم منزلاً و شيئاً للعيش لأجله في هذه الحياة و سبباً للمساهمة |
Ve bazı insanlara da legolar verdik ve dedik ki, "3 dolara bu Bionicle’ı yapmak ister misin? | TED | لبعض الأشخاص ، أعطيناهم القطع و أخبرناهم : " هل ترغبون في بناء اللعبة مقابل ثلاثة دولارات ؟ |
Evet derlerse, yeni bir tane verdik ve onlar yenisini yaparken biz henüz bitirdikleri Bionicle’ı parçalarına ayırdık. | TED | إذا وافقوا ، أعطيناهم واحدة جديدة ، و بينما هم يقومون ببنائها ، أخذنا اللعبة التي أنهونها . |
Kafasını iki yana salladı ve: "Off bu Amerikalılar, onlara dil verdik. neden kullanmıyorlar?" | TED | ومن ثم قامت بهزّ رأسها، وقالت: "آه هؤلاء الأمريكيون، أعطيناهم لغة فلماذا لا يستخدمونها؟" |
Onlara veri setini verdik ve: "Hey, bu arabayı nasıl idare edeceğinizi bulabilir misiniz?" | TED | أعطيناهم مجموعة البيانات وقلنا لهم: "أيمكنكم التوصل إلى طريقة ما لتوجيه هذه السيارة؟" |
diye sorduk. Öğrenmeye çalıştığımız, onlara verdiğimiz bilginin onların inandıklarını değiştirip değiştiremeyeceğiydi. | TED | ما أردنا معرفته هو ما إذا كان الناس سيأخذون في الاعتبار المعلومة التي أعطيناهم ليغيروا معتقداتهم. |