"أغلب الأوقات" - Traduction Arabe en Turc

    • Çoğu zaman
        
    • Çoğunlukla
        
    • sık sık
        
    • çok sık
        
    Bu savaşların neredeyse hepsini kazanıyorum çünkü Çoğu zaman buna müsaade ediyorlar. Open Subtitles أفوز تقريبًا في كل تلك المعارك. والسبب أغلب الأوقات أنهم يسمحون لي.
    LT: Yani erkekler Çoğu zaman duygularını belli etmek istemez, derindeki duygularını gömmek isterler. TED ل.ت: أنا أعني، في أغلب الأوقات لا يريد الرجال كشف مشاعرهم، يريدون دفن مشاعرهم العميقة.
    Sorun değil. Bir baş belasıdır. Çoğu zaman görmezden geliyorum. Open Subtitles لا عليك، إنه مغفّل، ولكني أتجاوز عن ذلك في أغلب الأوقات.
    Zaten Teal'c Çoğu zaman görevler yüzünden dünyada olmuyor. Open Subtitles وتيلك كان غائبا في المهمات أغلب الأوقات على أية حال
    Çoğunlukla iyi biriydim ama, ...ama birisi para verirse hacklerdim. Open Subtitles شخص جيد في أغلب الأوقات لكنني أخترق للذي يدفع لي
    Oh, çok önceden beri ve sık sık. Open Subtitles بدأت مبكّرةً وكانت في أغلب الأوقات
    Çoğu zaman sarhoştur. Söylediği hiçbir şeyi ciddiye alamazsın. Open Subtitles . هو يشرب فى أغلب الأوقات لا تستطيع أخذ كل ما يقوله على محمل الجد
    Çoğu zaman kocalarına ya da karılarına geri dönerler. Bu bir gerçek. Open Subtitles يعودون إلى أزواجهم أو زوجاتهم أغلب الأوقات ، هذه حقيقة
    Çoğu zaman, bir anahtar kadar iş görür, amakilitmanyetikkart okuyucu ise işe yaramaz. Open Subtitles إنه جيد كالمفتاح في أغلب الأوقات لكن ليس عندما يكون القفل قاريء للبطاقات المغناطيسية
    Çoğu zaman dışarıda kendin gibi geziyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت تتجول علي طبيعتك أغلب الأوقات , صحيح ؟
    - Peki iyi hissediyor musun kendini? - Çoğu zaman evet. Open Subtitles وتشعرين شعور جيد أشعر شعور جيد حقاً أغلب الأوقات
    Çoğu zaman bu tür davranışlar stabilite eksikliğini gösterir. Open Subtitles في أغلب الأوقات , هذا النوع من السلوك نتيجة عدم الأستقرار
    Baziler kafatası çatlağı, Çoğu zaman iş ciddileşir ve kan dışarı akar ama iyileşecek gibisiniz. Open Subtitles كسر في قاع الجمجمة في أغلب الأوقات تسوء الحالة وتنزف خارجيًا ولكنك تبدو بخير
    Masum sayilabilecek kuralları delmiş olan insanlara uygulaniyor ve maalesef işkence soruşturmanın en ucuz yolu. Yasal bir sisteme sahip olmaktan bile ucuz avukat masraflarından ve devletten gelen yardımlardan bile ucuz ve Çoğu zaman böyle işlemekte. TED إنه للناس الذين قاموا بخرق القانون وبكل أسف لأن التعذيب هو أرخص أنواع التحقيق كلفة -- إنه أرخص من الحصول على نظام قانوني، وأرخص من تعيين محامي وحصول مبكر على مستشار -- وهو ما يحدث في أغلب الأوقات.
    Çoğu zaman fazlasıyla üzgün ve TED أنا فعلياً حزين في أغلب الأوقات.
    Tarihte Çoğu zaman, tercüme ardıl olarak yapıldı; konuşmacılar ve tercümanlar birbirlerine konuşmaya izin vermek için duraklamalar yapıyorlardı. TED كانت الترجمة الفورية في أغلب الأوقات تتم بالتتابع، حيث يتوقف كل من المتحدث أوالمترجم عن الكلام لفترة متيحا المجال للآخر لكي يتكلم.
    Fark ettik ki toplumumuza acı çektiren, cinayet işleyen ve silahlı şiddette bulunanların Çoğu zaman kendileri de mağdur. TED لقد لاحظنا أن من يسبب الألم في مجتمعنا، أولئك الذين يرتكبون الجرائم ويشاركون في العنف المسلح، هم في أغلب الأوقات ضحايا بحد ذاتهم.
    Çoğu zaman sanat ve bilim, aralarındaki uçurum üzerinden boş gözlerle birbirlerini süzerler. TED في أغلب الأوقات , يحدّق الفن والعلم لبعضهما البعض عبر خليج من المشتركات الغير مفهومة .
    Bazen şok edici farkındalıklar, bazense göz yaşları vardı ama Çoğunlukla kahkahalar olurdu. TED وفي بعض الأوقات كانت هناك اكتشافات صادمة، وفي أوقات أخرى كانت هناك دموع، لكن في أغلب الأوقات كانت هناك ضحكات.
    Artık sık sık elime düşersin. Open Subtitles سترانى فى أغلب الأوقات
    Etrafım silahlı adamlarla çevrili olunca bunu çok sık düşünüyorum. Open Subtitles محاطين برجال يحملون البنادق، أفكر بذلك أغلب الأوقات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus