Mısır gevreği sizin için daha iyi, donut'un tadı çok daha iyi, ama işin sonunda hiçbiri diğerinden daha iyi değil, zor bir seçim. | TED | إن الحبوب أفضل بالنسبة لك، الكعك المحلى طعمه أفضل بكثير، وعمومًا فإن كليهما ليس بأفضل من الآخر، خيار صعب. |
Bizim yaşamamız için daha iyi bir dünya yaratmaya çalıştılar. | Open Subtitles | حاولوا جعل العالم مكانا أفضل بالنسبة لنا للعيش فيه |
İşleri senin için daha iyi yapabilirdim ama yapmadım. | Open Subtitles | كان بإمكاني جعل الأمور أفضل بالنسبة لك لكن لم أفعل |
Bu sizin için iyi çünkü bütün bu muhteşem insanlardan sonra bir ara verebilirsiniz. | TED | هذا أفضل بالنسبة لكم، لانه يمكنكم أخذ فترة راحة بعد كل هؤلاء الناس الرائعين. |
-Lütfen geri dön,seni çok özledim, senin için en iyisi olacağıma söz veriyorum, eğer dönersen söz ,senin yoluna çıkmayacağım. | Open Subtitles | -عودة وDN، فعلت zlem جدا، هل ستكون أفضل بالنسبة لي SZ الوعد، إذا DN يورو SZ ثلاثة kmaya أماه طريقك. |
Artık onlar için en iyi olanı düşünmem lazım, Gin. | Open Subtitles | يجب أنْ أفكّر فيما هو أفضل بالنسبة لهما يا جين. |
Evet desem senin için daha iyi bir hikâye olurdu, değil mi? | Open Subtitles | هل كان بسبب القتال ؟ قصة أفضل بالنسبة لك إذا قلت نعم ، أليس كذلك ؟ |
...ancak senin için daha iyi olacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | ولكن، أتعلم، أظن أنّه أفضل بالنسبة لك أنت أيضاً. |
Ed'i bulamana yardım edersem... işler benim için daha iyi gidecek? | Open Subtitles | اذا ، ساعدتك في العثور على إد سارت الأمور أفضل بالنسبة لي؟ |
ve yine şuna inanıyorum ki, engelli insanların bu eşsiz deneyimleri engelli ya da engelsiz herkes için daha iyi bir dünya tasarlamaya ve yaratmaya yardımcı oluyor. | TED | ولدي قناعة أن تلك التجارب الفريدة التي يخوضها أناس لديهم إعاقة هي ما ستساعدنا لتصميم وصناعة عالم أفضل بالنسبة للجميع، الناس الذين يعانون من الإعاقة والطبيعيون. |
Dylan'ın işleri benim için daha iyi hale getireceğini sandım. | Open Subtitles | لقد ظننت حقاً أن (ديلان) سيجعل الأمور أفضل بالنسبة لي |
Daha temiz olman, senin için ve hepimiz için daha iyi. | Open Subtitles | مكنسة كنت, كلما كان ذلك أفضل بالنسبة لك . |
İnan ki, bunu bitirdiğimde senin için daha iyi bir hâl alır. | Open Subtitles | صدقوني , فإنه يحصل على نحو أفضل بالنسبة لك عندما أنتهي مع هذا . |
Benden almak, benim için daha iyi. | Open Subtitles | يشترون منى, .ذلك أفضل بالنسبة لي |
Hayır, ben kasaba için iyi olan şeyi yaptım. Tabi evet. | Open Subtitles | غير صحيح, فلقد فعلت ما هو أفضل بالنسبة للبلدة نعم نعم- |
Ben senin için iyi olduğuna inandığım şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت فقط ما هو أفضل بالنسبة لك |
Benim için iyi bir şeyin var mı? | Open Subtitles | إذن، ألديك شئ أفضل بالنسبة لي؟ |
Rell'i senden uzaklaştırmak istemem ama bu onun için en iyisi. | Open Subtitles | لا أريد أن أخذ ريل بعيدا عنك ولكن أريد الحصول على ماهو أفضل بالنسبة له |
Benim için en iyisi nedir haberi yok! Deli o! | Open Subtitles | ليس لديها أي فكرة ما هو أفضل بالنسبة لي أنها مجنونه |
Ben yetişkin bir kızım. Birinin bana, benim için en iyi olanı söylemesine gerek yok. | Open Subtitles | أنا فتاة كبيرة، أنا لست بحاجة إلى شخص يقول لي ما هو أفضل بالنسبة لي. |
Bu seni vesayet hakkı konusunda daha iyi bir konuma getiriyor. | Open Subtitles | هذا يجعلكِ في وضع أفضل بالنسبة للحجز القضائي |
İşte bu yüzden onun için en iyisini dilemeliyiz. | Open Subtitles | و هذا هو السبب الذي يوجب علينا أن نفكر بما هو أفضل بالنسبة له |