Farklı referanslara ait fikirleri bir araya getirmelisiniz ve karikatürü anlamak için bunu hızlı bir biçimde yapmalısınız. | TED | يجب أن تجمع أفكارا من مجالات مختلفة، ويجب أن يكون ذلك سريعًا حتى يكون الكرتون مفهومًا. |
Oyun sadece ordularımızı güçlendirmez veya daha iyi fikirleri tetiklemez. | TED | اللعب لا يجعل فقط جيوشنا تصبح أقوى، أو تطلق أفكارا أفضل |
En azından dünyayı tersine çevirecek tuhaf fikirleri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | غير انه ابن الحاخام على الأقل أعرف التالي إنه لا يملك أفكارا غريبة عن قلب العالم رأسا على عقب |
Onların daha çok sayıda ilginç fikirler üretebildiklerini görüyoruz. Böylece daha iyi olan fikri seçebiliyorlar. | TED | نحن نراهم يصلون لأفكار أكثر إثارة، وتشويقا بحيث يختارون أفكارا أفضل. |
Ne yapacağımız hakkında Batı Avrupa'yı örnek alabiliriz, iş yeri için çok sayıda güzel fikirler var. | TED | لذا، يمكننا أخذ تلميح حول ما يجب فعله من أوروبا الغربية، حيث يبدو أنّهم يملكون أفكارا جيدة جدا في أماكن العمل. |
Mizah, güzellik, sadelik ve karmaşıklık istedim ve fikirler sunmak için metaforları kullanmak istedim. | TED | أردت جمال و حس فكاهة و بساطة و تعقيد و استخدم الاستعارات لاقترح أفكارا |
Daniel'ın demek istediği, yeni ve farklı tasarım fikirleri görmek istiyor. | Open Subtitles | امم أعتقد بأن دانيال يحاول أن يقول بأنه يرغب حقا بـ أن يرى أفكارا نموذجية مختلفة وجديدة |
Televizyonun ilk ve en büyük kusuru veya aldatmacası büyük ve karmaşık fikirleri, zaman dilimlerini basitleştirmesi, ufaltmasıdır. | Open Subtitles | كما تعلم، فإن الخطيئة أو الخداع الأول والأعظم للتلفاز أنه يبسّط ويصغّر أفكارا عظيمة ومعقدة بوقت ضئيل |
Tüm bu kaçma saçmalığı herkesin aklına yer edecek. O fikirleri dağıtmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذه المحنة ستضع أفكارا في رؤوس الآخرين، أريدك أن تبعدها عنهم |
Ve aklında parlak fikirleri olan öğrencilere ders veriyordum ve biliyordum ki yeterli ekipmanlarımız olsaydı bir şeyler ortaya koyacaklar ve sanayileşme sınavında daha fazla katkı sunabileceklerdi. | TED | وكنت أعلِّم الطلاب الذين وجدتهم أفكارا رائعة في أذهانهم والذين كانوا يقدمون أشياءً كنت أعرفها إن كنا نملك ما يكفي من المعدات، سيصبحون قادرين فعلاً على المساهمة في تحدي التحول الصناعي. |
Onun, başka... fikirleri vardı. | Open Subtitles | ولكنه كانت لديه.. أفكارا ً أخرى.. |
Steven'ın desteyle ilgili farklı fikirleri vardı. | Open Subtitles | قرر (ستيفن) انه كان لديه أفكارا ً اخرى لها |
(Gülüşmeler) Hesaplama fikri üzerinde 30 yıldan fazladır araçlar ve metotlar oluşturarak, zeki fikirleri miyonlarca satır koda dönüştürerek ve bunları sunucu tarlaları üzerinde öğüterek çalışıyorum. | TED | (ضحك) عملت في مجال الحوسبة منذ أكثر من 30 عاما، أنشأت خلالها أدوات و طرقا و حولت أفكارا إلى ملايين الأسطر من البرمجيات وحصاد زراعة الجهود من الحواسيب (الخوادم) وهكذا. |
Işte, bunun gibi zeki fikirler ön plana çıkıyor ve pazarlamacılar olayı anlamaya başlıyorlar. Bu dört değerden ikincisi ise | TED | فان هناك أفكارا ذكيه حقا فمثلا هناك أنواع من التعاقدالذي بدأ المسوقين تفهمها أما القيمه الثانيه من القيم الاربعه |
Kafama kötü fikirler sokman için sana para vermiyorum. Kafamdakiler yetiyor bana. | Open Subtitles | لا أدفع لك لتضع أفكارا شريرة في رأسي الأفكار الموجودة بالفعل لا ترغب في رفقة. |
Kafama kötü fikirler sokman için sana para vermiyorum. Kafamdakiler yetiyor bana. | Open Subtitles | لا أدفع لك لتضع أفكارا شريرة في رأسي الأفكار الموجودة بالفعل لا ترغب في رفقة. |
Protetch Galerisi yakın zamanda binalar hakkında fikirler sundu, ki bunlar bina hakkında bazı özgün fikirlerdi. | TED | عرض معرض "بروتك" مؤخرا أفكارا للمباني والتي كانت نوعا من الأفكار المبتكرة للمباني |
Yeni, yenilikçi fikirler bulabiliriz. | TED | قد نمتلك أفكارا جديدة وخلاقة. |
Gün boyunca hayatınızı değiştirebilecek, dünyayı değiştirebilecek ya da ruh halinizi değiştirebilecek fikirler aklınıza geliyor. Peki siz onlarla ne yapıyorsunuz? | TED | تملك طوال اليوم أفكارا يمكنها أن تغير حياتك، يمكن أن تغير العالم، يمكن أن تغير الطريقة التي تشعر بها، وماذا تفعل بهم؟ لا شيء! |