"أقدامها" - Traduction Arabe en Turc

    • ayak
        
    • ayakları
        
    • ayaklarının
        
    • ayaklarını
        
    • ayağa
        
    • ayaklarına
        
    • ayakta
        
    • ayağının
        
    Muhtemelen kedilerin hep 4 ayak üstüne düştüğünü gözlemlemişsinizdir. TED من المحتمل أنك قد لاحظت أن القطط تستلقي على أقدامها بشكل دائم تقريباً.
    arkadasim ravi tanisin ve bu benim benim dünyam olan az yalin ayak annem, Open Subtitles هذا صديقي رافي و هذه أمي ، بركة الدنيا عند أقدامها
    Bak, ayakları kolay kolay yerden kesilmeyen biri için kendimi kaptırdım gidiyorum. Open Subtitles إسمع، بالنسبة لفتاة لا تزعزع أقدامها بسهولة أجد الرياح تتلاعب بي هنا
    Bacakları kalınlaştı, ayakları sağlamlaştı ve yeni geliştirilen uyluk kasları onları zorlu koşuculara çevirdi. TED أصبحت أرجلها أسمك، أقدامها أقسى، وعضلات الفخذ المتطورة حديثًا جعلت منهم عدائين جبّارين.
    Geldiğini, ayaklarının altındaki toprağın sarsılmasından fark edermiş. TED وقد شعرت أنه يأتي، لأنه سيهز الأرض تحت أقدامها.
    Sana yemin ederim dişlerini kullandı ve ayaklarını ona sildi. Open Subtitles أقسم أنها استعملت اسنانها ومسحت أقدامها عليه
    Centilmen oturuyorsa ve içeri bir bayan giriyorsa centilmen derhal ayağa kalkmalı ve bayanı oturmaya davet etmelidir. Open Subtitles إذا كان العديد من السادة جالسون ودخلت امرأة إلى الغرفة على السادة أن ينحنوا عند أقدامها
    Eldiven giydi, ayak izlerini işaretledi suç mahallini çevreledi... Open Subtitles لقد إرتدت القفازات, علّمت مكان أثار أقدامها, أغلقت مسرح الجريمة
    Dişiye yaklaşınca, onun vücudunu okşamaya ayak uçlarını dişlemeye başlıyor. Open Subtitles حالما يصل لها، يبدأ بمداعبة جسدها يتذوّق أطراف أقدامها
    Şüpheli kadının ayak parmaklarını görmek ve uyarılmak için kurbana yeterince yakın olmak zorundaydı. Open Subtitles المشتبه لابد أنه قريب من الضحية كي يرى أطراف أقدامها ثم يتهيج
    ayakları yaklaşık 200 santigrat derecede dışarıdaki başları ise üç santigrat dereceye maruz kalıyor. bu adeta, elinizin kaynar suda ayağınızın buz gibi suda olmasına benziyor. TED أقدامها حوالي 200 درجة حرارة مئوية ورأسها أعلى من ثلاث درجات مئوية، هذا أشبه بوضع يدك في ماء مغلي وقدميك في ماء متجمد.
    Sineği yakalayan spirale koyduğu yapışkan kendisini engellemiyor çünkü ayakları özel bir yağla kaplı. Open Subtitles لا يعوقها الصّمغ الذي وضعته على حلزون الالتقاط لأن أقدامها مكسوّة بزيت خاصّ.
    Angele hamile, ayakları ağrıyor kendini romantizme girişecek gibi hissetmiyor olabilir ama sen de yapmazsan seni hiç affetmez. Open Subtitles أقدامها تؤلمها ربما لا تحس أنها مستعدة للمبادرة بالرومانسية لن تغفر لك أبدا
    Büyükbabam ayaklarının fena halde kesildiğini söylemişti. Open Subtitles الجد قال أن أقدامها جُرحت بصورة سيئة جدا
    Büyükbabam ayaklarının fena halde kesildiğini söylemişti. Open Subtitles الجد قال إن أقدامها جُرحت بصورة سيئة جدا
    Üzerinde avlandığı deniz buzu ayaklarının altında eriyor. Open Subtitles ثلج البحر الذي تصطاد عليه، يذوب تحت أقدامها.
    Şehrin sokakları onun küçük, hassas ayaklarını incitiyor. Open Subtitles حسنا إن شوارع المدينه تؤذي أقدامها الحساسه جدا
    Bu yavaş hareket eden deniz tarakları, kendilerini kuma gömmek için kaslı ayaklarını kullanırlar. Open Subtitles هذا نوع من الرخويات الصدفية بطيئة الحركة، وهي تستخدم أقدامها الرخوة
    İnek bitkin ve baygın durumdayken, onu ayağa kaldırmak için kuyruklarındaki kemikler kırılıyor. Open Subtitles ولكن عندما تصبح الماشية قلقه وتقارب الاغماء، تتكسر العظام في سيقانها في محاولة لحمل نفسلها على أقدامها.
    Erkekler ayaklarına kapanıyor. Open Subtitles الرجال يلقون أنفسهم تحت أقدامها
    Önemli olan, ailemiz hala ayakta. Open Subtitles في الحقيقة, عائلتنا ماتزال واقفة على أقدامها.
    Anlaşılan, ayağının kadifemsi yumuşaklığı adamın içini gıcıklıyormuş. Open Subtitles على ما يبدو أن أقدامها هي ما أخرجته من قفصه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus