| Çok teşekkür ederim. En fazla bir, iki saat sürer. | Open Subtitles | أقدر لك هذا كثيراً, انها ساعة زمان بالكثير او ساعتين |
| Hiç sorun değil. Hey, evlat. teşekkür ederim. | Open Subtitles | أنا أقدر لك ذلك يا فتى الجو بارد بالخارج |
| Onu kastetmedim. Hepinizin onu umursamanızı takdir ediyorum ama yeter. | Open Subtitles | لم أقصد انظري أقدر لك اهتمامك بها ، حقاً أقدره |
| Beni o spaya gönderdiğiniz için minnettarım, ama bunun davamıza ne yardımı dokunacak? | Open Subtitles | وأنا أقدر لك إرسال البيانات إلى هذا المنتج، ولكن كيف يساعدنا فى قضيتنا |
| Beni zorladın. Ve işin gerçeği, buna müteşekkirim. | Open Subtitles | لقد ظغطت علي وبعد فترة أصبحت أقدر لك فعل هذا |
| Beni aramasan bile her şey için teşekkürler. | Open Subtitles | إذا لم تتصل، فأنا أقدر لك كل شيء بأية حال |
| Teklifin için sağ ol ama ahlaki değer yargılarıma tamamen aykırı bu. | Open Subtitles | أقدر لك عرضك ، لكن هذا يضاد كل خلية أخلاقية في جسدي |
| Bay Oakley benimle görüştüğünüz için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | سيد , أوكلى أنا أقدر لك أنك قابلتنى اليوم |
| - Ah, tabi bebeğim. Senin için söylerim. - teşekkür ederim. | Open Subtitles | ـ طبعا ، أكيد يا صغيري ، سأفعل ذلك ـ شكرا لك ، أنا أقدر لك ذلك |
| Biliyorum. teşekkür ederim. | Open Subtitles | أجل, أجل, كلاّ, أعلم وأنا أقدر لك ذلك , إنّه فقط |
| Altın değerinde öğütlermiş. Gerçekten teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً, تلك كانت كل النصائح الجيدة, أنا حقاً أقدر لك هذا |
| Altın değerinde öğütlermiş. Gerçekten teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسناً, تلك كانت كل النصائح الجيدة, أنا حقاً أقدر لك هذا |
| Benimle burada olmanı takdir ediyorum ve kaba olmak istemiyorum, ama biraz mahremiyet rica edebilir miyim? | Open Subtitles | أقدر لك وجودك هنا معى ولا أريد أن أبدوا فظة ولكن أيمكننى الحصول على بعض الخصوصية؟ |
| Bu yüzden hizmetlerinizi karşılıksız sunmanızı son derece takdir ediyorum. | Open Subtitles | لهذا فعلا أنا أقدر لك عرضك لمخدماتك بالمجان 865 00: 38: |
| Ricanızı takdir ediyorum Gary ama gerçekten size uygun bir pozisyonumuz yok. | Open Subtitles | حسنا ً, أنا أقدر لك توسلك يا قاري, ولكن لا يوجد لدينا وظيفة شاغرة اليوم. |
| Dinle, bu belgeleri getirdiğin için minnettarım. | Open Subtitles | اسمع , أقدر لك احضارك هذه المستندات إلى هنا |
| Zaman ayırdığınız için minnettarım, çok zamanınızı almayacağım. | Open Subtitles | أنا أقدر لك رؤيتي, ولن آخذ الكثير من وقتك. |
| müteşekkirim. Çok naziksiniz. Bu lanet şeyleri hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | أقدر لك ذلك، عمل طيب منك لم أعرف كيف أتصرف |
| Yemek için teşekkürler. | Open Subtitles | أقدر لك دعوة هذا الغداء ولكن هل تحاول إقناعي |
| Uyarın için sağ ol. Ve bana söyleyebileceklerin için de. | Open Subtitles | أقدر لك تحذيرك وأي شئ آخر يمكنك أن تخبرني به |
| Sizi keşfetmekten yeterince alıkoyamazdım ve şimdi bunu bildiğinize göre, olabildiğince az kişiye söylemeniz beni minnettar kılacaktır. | Open Subtitles | لم أستطع منعك من اكتشاف ذلك والآن بما أنك علمت أقدر لك أن تخبر أقل عدد ممكن من الناس |
| Jason ve annesi hakkında söylediğin her şey için teşekkür ederim ama gerçekten düşünüyor musun... | Open Subtitles | أقدر لك كل ما أخبرتني به عن جايسن وأمه لكن أتعتقد فعلاً |
| Dur dur, Yaptıkların çok iyiydi. Bunun için sana minnettarım. Teşşekürler. | Open Subtitles | مرحى قمت بعمل رائع فى الخارج أقدر لك ذلك شكرا لك |