demek istediğim, senin için bu olay daha kolay olmalı. | Open Subtitles | ما أقصده أنه يبدو أنه يجب أن يكون أسهل لك |
demek istediğim eğer isteğin buysa, harika bir amigo olacaksın. | Open Subtitles | ما أقصده ستكونين مشجعة عظيمة اذا كان هذا ما تريدينه |
Bu seferki farklı. Eline geçtiğinde ne demek istediğimi anlayacaksın. | Open Subtitles | هذه الجمجمة وضعها مختلف سوف تعرفين ما أقصده حين تصلك |
Sadece diyorum ki, Onu polise de götürebilirlerdi değil mi? | Open Subtitles | ما أقصده هو أنّه كان بإمكانه أن يحضره للشرطة، أتعلم؟ |
- Neden bahsettiğimi biliyorsun. - Oh, evet. | Open Subtitles | تعلمين ما أقصده طبعا لكن لنعود إلى الحيوانات الأليفة |
Sanırım ne dediğimi biliyorsun.... Eyyy! | Open Subtitles | أظن أنكَ تعلم ما أقصده إييييييييييييييييه |
Işte bende tam olarak bundan bahsediyorum. Kamu hizmeti sana iyi gelecek. | Open Subtitles | هذا ما أقصده بالضبط خدمة المجتمع ستنفعك جيداً |
- demek istediğim, sadece istediğimiz suçları araştırma gibi bir lüksümüz yok. | Open Subtitles | ما أقصده هو أنّنا لايمكننا أن نحقّق في الجرائم التي نريدها فقط |
Biliyorsun işte ne demek istediğimi. Başka şeylerle ilgilenir misin? | Open Subtitles | أنت تعلم ما أقصده هل أنت مهتم بفعل أشياء أخري؟ |
Daha çok kız arkadaşıma böyle söylemiştim, yolda kalırsak biraz daha yakınlaşabileceğimizi ki yakınlaştık, ne demek istediğimi bilirsin. | Open Subtitles | أشبه بكوني قلتُ لخليلتي ذلك، حتى نقود إلى الشاطئ، وتصبح أكثر حميميّة، وقد فعلت، لو كنت تعرف ما أقصده. |
Çünkü senin hiç alt yapın yoktu. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Ortada kural olmadığında böyle oluyor işte. | Open Subtitles | لأن ليس لديكِ أي أساس ، أتدرين ما الذي أقصده هذا الذي يحدث عندما لا يكون لديك أي قوانين |
demek istediğim, çok nazik bir davranış, Gary ama doğru zaman değil. | Open Subtitles | ما أقصده ، هذا لطف منك غاري و لكنه ليس الوقت المناسب |
Kızlık soyadım. Ama değiştirmeye hazırım sen anladın demek istediğimi. | Open Subtitles | اسمي البكر، أنا لست متزوجة، إن كنت تعرف ما أقصده. |
yani diyorum ki, ofise geri dönmek istersen, bunu anlarım. | Open Subtitles | ما الذي أقصده هو لو أنك تريد العودة إلى المكتب سأتفهم ذلك |
Sadece acele etmeyelim ve oyuna katılalım diyorum. | Open Subtitles | كل ما أقصده هو أن نأخذ وقتنا و نسير على خطة |
Sen sadece hazır ol, papyon. Neden bahsettiğimi biliyor musun? | Open Subtitles | كُن مستعدا فحسب ، يا ربطة العنق تعرف ما أقصده ؟ |
yani kazalar kazara olmaz. Ne dediğimi anladın mı? | Open Subtitles | أعني بأن الحوادث لا تحدث مصادفتًا أنت تعرف ما أقصده |
İşte ben de bundan bahsediyorum. Reformu sadece bizi kandırmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | هذا ما أقصده بالضبط، أنهم يستخدمون الإصلاح كحجة لخداعنا |
Tüm söylediğim kimse seni istememiştir. | Open Subtitles | ما أقصده أنه لا أحد سألك عن رغبتكِ في القدوم لهذا العالم |
Ne kastettiğimi size şöyle açıklayayım; bunu nesneleri moleküler ölçeğe küçülterek yapar. | TED | وسأفسر ما أقصده بذلك، بتخفيض مقياس تلك الأجسام إلى مستوى الجزيئات. |
yani bir nevi, o tadıncaya kadar hiçbir yemek servise giremez... | Open Subtitles | ما أقصده هو انك لم تأكل قط من قبل حتى تجربها |
Şu bahsettiğim adam sorunlarını hep öyle halleder. | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي أقصده أسوداد الرئة هو آخر مشاكله يا رجل |
Mesele şu ki Marcus, Will uzun süre önce okulu bitirdi. | Open Subtitles | ما أقصده يا ماركوس أن ويل ترك المدرسة منذ زمن طويل |
Demem o ki, yeni yatağımızın siftahını atma zamanı geldi, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن ما أقصده هو أنه الوقت لإقتحام السرير الجديد |
Demeye çalıştığım şey, bu barışı devam ettirmek istiyorum. | Open Subtitles | الذي أقصده إني أحاول أن أبقي الوضع في سلام |
Şimdi, bu ortadaki alan karmaşıklık biliminin alanıdır ve "karmaşık"tan kastettiğim budur. | TED | وفي تلك المنطقة الوسطى يأتي دور علوم المسائل المعقدة، وهذا ما أقصده بالتعقيد. |