"B" olsam bile en azından otentik "B"yim. | Open Subtitles | حتّى وإن أنا جيّدة، أقلُّه إنّني جيّدة تُراثيّة. |
Kasaba yetkililerinin AFAD'la iletişime geçmemeleri ya da en azından güvenlik önlemlerini arttırmamaları çok garip. | Open Subtitles | غريب أن المسؤولين لم يطلبوا تدخّل وكالة إدارة الطوارئ الاتّحاديّة أو أقلُّه رفع استجابة الطوارئ. |
en azından senin yatağın bütün dönem boyunca yarı çıplak bir erkek gördü. | Open Subtitles | بحقّك، أقلُّه ظهر على فراشك رجل نصف عارٍ لمرّة خلال الفصل الدراسيّ. |
Biliyorum uzaklaştırıldım ama en azından yüzüme bakabilirsin. | Open Subtitles | أعلم أنّي منبوذة، لكن يمكنك أقلُّه النظر إليّ. |
Kasaba yetkililerinin AFAD'la iletişime geçmemeleri ya da en azından güvenlik önlemlerini arttırmamaları çok garip. | Open Subtitles | غريب أن المسؤولين لم يطلبوا تدخّل وكالة إدارة الطوارئ الاتّحاديّة أو أقلُّه رفع استجابة الطوارئ. |
- en azından beni düşünüyorsun. - Sanırım mesajlarımı aldın. | Open Subtitles | أقلُّه تفكّرين بي، أفهم أنّك تلقّيت رسائلي. |
Konuşmanıza kulak misafiri olmak istemezdim ama kesinlikle bir problem varmış gibi duruyor, en azından bana göre. | Open Subtitles | لم أقصد التنصّت على مكالمتك لكنه قطعًا يبدو موقفًا غير مقبول، أقلُّه إليّ. |
en azından nereleri aramayacağımızı söylersin. | Open Subtitles | أقلُّه بوسعك إخبارنا أين يتعيّن ألّا نبحث. |
Evet, iyi, en azından ısınmaya başlıyor Özür. | Open Subtitles | أجل، أقلُّه بدأت حرارتي ترتفع. |
en azından Sephora hediye çekimi geri verseydin. | Open Subtitles | أقلُّه أعيدي إلي بطاقة هديّتي من (سوفارا) |
en azından benim arkadaşlarım var. | Open Subtitles | أقلُّه لديّ أصدقاء. |
Harika. en azından nereye gittiğini biliyorum. | Open Subtitles | -جيّد، أقلُّه أعلم لأين سأذهب . |
- en azından hediyeler fena değil. | Open Subtitles | "أقلُّه وجدتِ مخدرات الحفل" |