"أكبرُ" - Traduction Arabe en Turc

    • daha büyük
        
    • en büyük
        
    • daha büyüktür
        
    Bakın, ilginizi taktir ediyorum ama bu Doğu L.A.'den daha büyük. Open Subtitles أنظر، أُقدّرُ مصلحتك لكن هذه القضية أكبرُ بكثيرةُ من شرطة شرق لوس أنجليس
    Şimdi fark ettim. Büyümen için daha büyük bir adım bu. Open Subtitles أنا فقط أدركتُ، هذا أكبرُ مستويُ فرصة للنمو الشخصيِ.
    İleride daha büyük sürprizlerle karşılaşabilirsin. Open Subtitles نحن لَرُبَّما عِنْدَنا أكبرُ مستويُ فاجئْ لَك لاحقاً. أوه؟
    Şimdi fark ediyoruz ki, insanlara önerdiğimiz en büyük grup basitçe bir zehir. Open Subtitles بالطبع ندرك الآن أن أكبرُ هذه المجموعات التي كنا نوصيها هي بالأساس سموم
    Altın kartal, Kuzey Amerika'nın en büyük yırtıcı kuşudur. Altın kartal, Kuzey Amerika'nın en büyük yırtıcı kuşudur. Open Subtitles إنّ النِسْرَ الذهبيَ هو أكبرُ طيرٍ جارحٍ في أمريكا الشمالية
    Buradaki birinci sınıf lens ise en büyük olanı çünkü binanın üzerinde prizmatik bir kubbe var. Open Subtitles والنظام الأول للعدسات، والتي هذه هي، هي أكبرُ واحدة لأن لديها قبةٌ عاكسة في القمة
    Ama mahkemede sıradan bir insanın göremediğini kanunlar görür... ve kanunlara göre devlet bir şahıstan daha büyüktür.. Open Subtitles في محكمة القانون رجل لا يَستطيعُ ان يري القانونَ . وطبقاً للقانونِ إنّ القضية أكبرُ مِنْ الفردِ
    Çünkü şimdiye kadar senden daha büyük ve iyi kalpli birini tanımadım. Open Subtitles لأن عِنْدَكَ أكبرُ وأفضل قلب أكثر من أي شخص أعرفه
    Bu film çok daha büyük olacak, değil mi? Open Subtitles هذا الفيلم يتحوّل الى ما هو أكبرُ من ذلك، صحيح؟
    Annenin rahminden daha büyük, ki 15 yaşına kadar orada kaldın. Open Subtitles هو أكبرُ مِنْ رحمِ أمِّكَ و أنت كُنْتَ هناك حتى أصبحت بالخامسة عشر.
    Peki ya gerçek hayatta? Gerçek dünya Go tahtasından çok daha büyük ve çok daha karmaşık. TED العالمُ الواقعيّ حقيقةً، أكبرُ بكثيرٍ و أشدُّ تعقيداً مِنْ لُعبةِ "غو".
    Kuzeniz ama beni büyük kardeşinden... daha büyük küçük kardeşiyle ayarlamaya çalışma. Open Subtitles نحن أبناء عم ولكن لا تحاول أن تدخلني في مشاكل مع ... مَع الأختِ الصَغيرةِ تلك التي أكبرُ مِنْ الأختِ الكبيرةِ.
    Pekala, daha büyük sorunlarımız var. Open Subtitles الموافقة، نحن عِنْدَنا مشاكلُ أكبرُ.
    Benim daha büyük bir sorunum var. Open Subtitles حَسناً، أنا عِنْدي مشاكلُ أكبرُ.
    YAHUDİLERLE KARIŞTIRINCA BU KASABADAKİ en büyük DOMUZ BENİM Open Subtitles أنا أكبرُ خنزير في الأرجاء لأني خالطتُ اليهود في البلدة
    İngiltere'nin en büyük evidir bence burası. Open Subtitles أَتوقّعُ بأنّه أكبرُ بيتُ في إنجلترا.
    Karaiblerdeki en büyük tekneye sahip. Open Subtitles يَمتلكُ أكبرُ مركبُ في الكاريبي.
    Leedsichthy yaklaşık 30 m3tre uzunluğunda, muhtemelen tüm zamanların en büyük balığıydı. Open Subtitles Leedsichthys الـ ما يقارب 100 قدم في الطول على الأرجح أكبرُ الأسماك على مر الأوقات
    - Kendisi aynı zamanda Cook Bölgesi'ndeki yasadışı uyuşturucunun en büyük satıcısı değil mi? Open Subtitles أليسَ هو أيضاً أكبرُ تاجرَ لبيع المخدرات غير المشّروعة؟ أنا لا ...
    Sadece Avustralya'daki Büyük Bariyer Resif ondan daha büyüktür. Open Subtitles فقط شعبة مانعِ أستراليا المرجانية العظيمةِ أكبرُ.
    Ama mahkemede sıradan bir insanın göremediğini kanunlar görür... ve kanunlara göre devlet bir şahıstan daha büyüktür.. Open Subtitles وطبقاً للقانونِ إنّ القضية أكبرُ مِنْ الفردِ وبالنسبة للشخص الذي يَعْملُ ضدّ مصالح البلادِ... حتى أَنْ يُحْكَمَ علية بالموت إثنتان وعشرون مرة لا يكفي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus