Bu olayların failleri bundan çok daha normal ve sıradan kişilerdir. | TED | الجناة طبيعيون أكثر بكثير من ذلك، وكل يوم أكثر مما قبل. |
Adına yardım dediler ama bundan çok daha fazla bir şeydi. | Open Subtitles | يقولون عنها , إنها إغاثة لكنّه كان أكثر بكثير من ذلك |
İkimiz de biliyoruz, sen Charlie için bir öğretmenden çok daha ötesin. | Open Subtitles | هيا , كلانا يعرف أنك كان أكثر بكثير من مجرد معلم لتشارلي |
Dürüst olmak gerekirse, suçu önlemek daha fazla insan ve kurum gerektiriyor. | TED | لأكون صادقًا معكم، منع الجريمة تأخذ أكثر بكثير من أشخاص عديدين وإصلاحيات. |
Ve bu eller onlar herhangi bir deniz tosunundan daha çok sihre sahipler | Open Subtitles | و هذه الايادى بها الكثير من السحر أكثر بكثير من اى مأكولات بحر |
Bu fotoğraflar tek bir anın ya da belirli bir yolculuğun belgelendirilmesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. | TED | إن الصور أكثر بكثير من كونها تخلد لحظة ما أو رحلة ما |
Buradan çok daha kararlı ayrıldım, ve bu yükü taşımamam gerektiği sonucuna vardım. | Open Subtitles | ..غادرت المكان هنا مصمماً أكثر بكثير من عندما وصلت أن أقوم بهذا الانفصال |
Ama dünyada ikiden çok daha fazla tip insan var. | Open Subtitles | لكن العالم مكوّن من أكثر بكثير من نوعين من الناس |
Bence bu mektuplar ortalama bir 3 milyondan çok daha fazla eder. | Open Subtitles | أوَتعلمون، أعتقد أنّ هذه الرسائل تستحقّ أكثر بكثير من ثلاث ملايين سخيفة. |
Ama tabii konu, bizim için basit bir velayet davasından çok daha önemli. | Open Subtitles | الآن هذا هو لنا، من الواضح أكثر بكثير من مجرد جلسة حضانة طفلة. |
Bunun yerine, doğum günleri ve küpköklerden çok daha ilginç bir şey hakkında, biraz daha derin ve benim zihnime, işten daha yakın birşey hakkında konuşacağım. | TED | أنا أرغب بالتحدث عوضاً عن ذلك عن شيء مثير للإهتمام أكثر بكثير من أعياد الميلاد والجذور التكعيبية أنه شيء أعمق وأقرب إلى عقلي .. من عملي |
Bu kombinasyonlar, özellikle derinden yıkıcı iş fırsatları yaratırılırken, parçaların toplamından çok daha fazla sonuç getirmektedir. | TED | تلك المركّبات تنتج أكثر بكثير من مجموع الاجزاء. خاصة في خلق فرص لمشاريع تجارية هدامة جداً. |
Çoğu çocuk 12 yaşına gelmeden önce kanoya binmekten veya yıldızlı bir gökyüzünde kamp yapmaktan daha fazla kez Disney Dünyası'na gidecek. | TED | في السابق معظم اطفال سن 12 قد قاموا بزيارة عالم دزني أكثر بكثير من ركوبهم زورق أو التخييم تحت سماء مليئة بالنجوم. |
daha fazla insanın parası ve zamanı olsaydı, o kadar basit olmazdı. | Open Subtitles | سيكون هناك أكثر بكثير من ذلك إن كان للناس الوقت والمال الكافي |
Aramızda kalsın ama seni kız kardeşinden daha çok beğeniyorum. | Open Subtitles | لا تخبري أحداً , لكنني أحبك أكثر بكثير من أختكِ |
Fiyatlar kanunun bu tarafında biraz yüksektir.Parçalara bölüp gram olarak sattığında şu ankine göre daha çok para eder. | Open Subtitles | يُسعّر بأعلى بقليل بما إنه غير قانوني عندما تفرق ال3 أونصات , وتبيعه بالقرام هذا أكثر بكثير من عرضك |
Alfa erkek diğer herkesten daha çok empati kuruyor. | TED | ذكر الفا يقدم تعاطفاً أكثر بكثير من أي فرد آخر. |
Çalışmamıza dahil olan çocuk sayısından çok daha fazlasını tedavi ediyoruz. | TED | نحن نعالج أطفالا أكثر بكثير من حاجتنا للبحث. |
İkiliği kışkırtıp, ikisinden biri ol diyorlar ama bizim farklarımız ikiden çok fazla. | TED | ويحّرضون على المنافسات الثنائية، ولكننا لدينا درجات اختلاف أكثر بكثير من هذا. |
İnsanların anlamasını istediğim şey, tasarımın şirin sandalyelerden çok daha fazlası, hatta ilk ve en önemlisi, hayatımızın çevresindeki herşey olduğudur. | TED | أريد الناس إن تفهم إن ذلك التصميم هو أكثر بكثير من كونه كراسي جذابة, إنه أولا وقبل كل شيء،كل ماهو حولنا في حياتنا. |
Ashley'den daha nitelikliyim ama annem danışman değil. | Open Subtitles | أنا مؤهل أكثر بكثير من آشلي ، و لكن أمي ليست المستشارة |
Tozumuzun alınmasından daha fazlasına ihtiyacımız var egzersiz yapmalıyız becerilerimizi kullamalıyız | Open Subtitles | لقد صدئنا و نحتاج أكثر بكثير من مجرد مسح الغبار نحتاج فرصة لا ظهار مهاراتنا |