Ve Demografinin yararımıza oldugu gercegi, yaşlanan dünyadaki tek genç ülke oldugumuzdan dolayi, küreselleşmeyi Hindistanlılara daha çekici kılmaktadir. | TED | وحقيقة أن التركيبة السكانية في صالحنا بما أننا البلد الوحيد الشاب في عالم مسن جعلت العولمة أكثر جاذبية للهنود |
Tüm bu laflarınızdan sonra kanepem daha çekici gelmeye başladı. | Open Subtitles | حسناً، كل هذا هو فقط يجعل أريكتي تبدو أكثر جاذبية |
daha çekici ve kendine güvenen biri olmak ister misiniz? | TED | هل ترغب في أن تصبح أكثر جاذبية وثقة بالنفس؟ |
Gelecekte sizi daha seksi yapabilir ya da daha zeki ya da belki de daha uzun yaşatabilir. | TED | في المستقبل، قد تستطيع جعلك أكثر جاذبية أو ذكاءً أو ربما تمنحك حياة أطول. |
Ve farklı popülasyondaki erkekler kulak misafiri içinde olduklarında, cümleler sıklıkla değiştirilir, belki yeni şarkılar onları dişilerle çiftleşmek için daha cazip kılıyordur. | TED | عندما تتغذى ذكور الحيتان المنتمية لتجمعات مختلفة على مقربة، غالبًا ما يتم تبادل العبارات، ربما لأن الأغاني الجديدة تجعلها أكثر جاذبية للإناث الخصبة. |
daha çekici hale getirmek için buna TransMilenio dedik. | TED | اطلقنا عليه إسم ترنسميلنيو، حتى نجعل الحافلات أكثر جاذبية. |
İnsanlar simetrik çehreleri, asimetrik olanlara nazaran daha çekici bulurlar. | TED | عامةً الناس يجدون الوجوه المتناسقة أكثر جاذبية من غيرها. |
Temiz giysi, ayakkabı, el, yüz ve dişlerle daha çekici olursunuz. | Open Subtitles | ستكونون أكثر جاذبية فى ملابس و أحذية نظيفة كفوف ، وجه ، أسنان ، إلخ |
Biraz daha çekici hale getirin. Ne kadar geriye çekebilirsin? | Open Subtitles | ،أريدها أن تظهر أكثر جاذبية إلى أي حد تستطيع أن تتراجع؟ |
Güzelliğe yakın olmanın, kendini daha çekici kıldığına inanan tanıdığım tek kişiydi. | Open Subtitles | هي الوحيدة من مَن أعرفهم تفكر في الجمال بهذا الشكل و تفكر في أنه يجعلها أكثر جاذبية |
Ne zaman duygularımı incitse, bana daha çekici geliyor. | Open Subtitles | كل مرة تجرح فيها مشاعري,يجعلها ذلك أكثر جاذبية لدي |
daha çekici bir atmosfer yaratmak için biraz makyaj yaptığımı söyleyebilirim. | Open Subtitles | وسأقوم ببعض عمليات التجميل للمساعدة على خلق بيئة أكثر جاذبية |
Bir şey istemediğin zaman çok daha çekici duruyorsun. | Open Subtitles | أنتي أكثر جاذبية عندما لا تسألينني عن هذه الأمور. |
Burada senden başka birisi daha var mı, senden biraz daha çekici olan birisi? | Open Subtitles | هل كان شخص اخر هنا معك؟ شخص ما ربما أكثر جاذبية منك؟ |
Meslektaşlarımızın bazılarına göre etkinliklere katılımı inkâr etmek eylemlerin tüm sorumluluğunu almaktan daha çekici görünüyor. | Open Subtitles | بعض زملائنا إنكرو تورطهم في الأحداث يبدو أكثر جاذبية من أخذ المسؤولية الكاملة عن تصرفاتهم |
Avlanabilen bir kadından daha çekici bir şey yoktur. | Open Subtitles | حسنٌ، لا يوجد شيء أكثر جاذبية من إمرأة بإمكانها الصيد. |
Ender erkekler bazen daha çekici gelir. | Open Subtitles | حسناً، الرجال الغير متوفرين في بعض الأحيان . هم أكثر جاذبية |
Böyle devam et daha seksi kıyafetler giymeye başlayacaksın. | Open Subtitles | إذا بقيتَ على هذا المنوال، ستضطر لارتداء ملابس أكثر جاذبية |
Ben de kendimi, karşı cinse daha seksi gözükmek için değiştiriyorum, ama saçımı kestirmiyorum, profilimi güncelliyorum. | Open Subtitles | إن أردت أن أبدو أكثر جاذبية للجنس الآخر لن أذهب و أحصل على قصة شعر جديدة بل سأقوم بتحديث صفحتي على الأنترنت |
İş kıyafetlerinde çok daha seksi görünüyorsun telaşlanacak bir şey yok. | Open Subtitles | حسنا, أنتِ تبدين أكثر جاذبية في ملابس العمل لذا ليس لديكِ ما تخشيه |
Şu anda hayal dünyası, gerçeğinden daha cazip geliyor. | Open Subtitles | الأمر فقط الآن أن القصة أكثر جاذبية بكثير من الواقع |
yakışıklı bir adam bekliyorduk ama daha yakışıklısı çıktı geldi. | Open Subtitles | نحن ننتظر شاباً جذاباً فيأتي شخص أكثر جاذبية |