Bazı seçmenlerin diğerlerinden daha fazla etkisi olması adil görünmüyor. | TED | لا يبدو عادلاً أن يحصل بعض المنتخبين على تأثير أكثر من غيرهم. |
Bazılarımız diğerlerinden daha iyi olabilir ama yargılayamazsın. | Open Subtitles | لمجرد أن بعضنا متمكنون منها أكثر من غيرهم لا يمكن أن تقسو عليهم |
Evet, bazıları bu izinleri diğerlerinden daha çok hak ediyor. | Open Subtitles | اها، وفي ناس كان يستحقوا أكثر من غيرهم |
Onu diğerlerinden daha ilgi çekici bulan bir müşteri var mıydı? | Open Subtitles | وهل هناك زبائن يحبونه أكثر من غيرهم ؟ |
Evet. Bazı stajyerleri diğerlerinden çok seviyorum. | Open Subtitles | أجل، إن بعض الأطباء المتدربين يروقون لي أكثر من غيرهم |
Müşteriler onun içinde diğerlerinden çok Brandee'yi mi isterlerdi? | Open Subtitles | وهل كان هناك زبائن يعشقون براندي أكثر من غيرهم ؟ |
Bazı insanlar diğerlerinden daha şanslı olarak doğar. | Open Subtitles | بعض النّاس يولدون محظوظين أكثر من غيرهم |
Bazı insanlar diğerlerinden daha açık zihinlidir. | Open Subtitles | بعض البشر منفتحي العقل أكثر من غيرهم |
diğerlerinden daha fazla. | Open Subtitles | بعضهم أكثر من غيرهم |
Tabi ki, Mrs. Pate de biliyordu ki yaramaz çocuklar söz konusu olduğunda, bazı ailelerin mahçup olmak için... diğerlerinden daha fazla sebebi vardı. | Open Subtitles | بالطبع عرفت السيدة (بيتي) عندما يأتي إلى الأطفال المنفلتون بعض الأباء الذين يجب أن يكون لديهم سبب لأن يكونوا خجلانين أكثر من غيرهم |