Tanrım her zaman beni en nefret ettiğim insanların arasına gönderir. | Open Subtitles | إلهى دائما يضعنى فى المكان الذى به الناس الذين أكرههم جدا |
Seni incittikleri için onlardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | قاموا بأذيتكم يا ماما وانا أكرههم بسبب ذلك |
Onlardan hep nefret etmişimdir, çünkü onlara göre yeteri kadar iyi değildim. | Open Subtitles | كنت قبل ذلك أكرههم لأنني لم أكن نداً لهم |
Palyaçolardan nefret ettiğimi bilir. Onlardan nefret ederim. | Open Subtitles | فهو يعرف انى أكرة المهرجين يا ربى أكرههم |
Hepsinden nefret ediyorum. İnsanın yaşama isteğini tüketiyorlar. | Open Subtitles | كل أصدقائكِ الحمقي ، أكرههم يأخذون حياتكِ ثم يرمونها |
Cazip hayatlarından, sinema yıldızı gibi görünmelerinden, senin ve benim sayabileceğimden daha çok paraları olmasından nefret ediyorum. | Open Subtitles | بحياتهم الساحرة، ومظهرهم مثل نجوم السينيما ومالأكثرممايمكنكأنتحسب.. أنا أكرههم |
Hepsi cehenneme gitsin.Onlardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | هم يمكن أن يذهبوا إلى الجحيم. انا أكرههم |
Ben de bundan nefret ediyorum, ama eğer gösterini yapmazsan, kimse yapmaz. | Open Subtitles | أنا أيضاً أكرههم, لكن إذا لم تظهر أنت, لا أحد سيأتي. |
Dinleyin beyler, söylemeliyim ki, onlardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | إسمعوا أيها السادة .. سأخبركم .. أنا أكرههم .. |
Kızlar, biliyorsun ben, bilirsin, seviyorum, seviyorum ve nefret ediyorum. | Open Subtitles | أحبهم و أكرههم أتعرفين انني أحبهم و أكرههم |
Bir rahip gibi hissetmeme neden oluyorsun ve onlardan zaten yeterince nefret ediyorum. | Open Subtitles | تجعلينني أشعر كاني قسيس أنا أكرههم بما يكفي |
Tarzan'a benzeyip Jane gibi sesi olanlardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكرههم عندما تبدو أشكالهم مثل طرزان وأصواتهم مثل جين |
Bir komedyen tuttum. Komedyenlerden nefret ettiğimi bilirsin. | Open Subtitles | لقد تعاقدت مع ممثل هزلي وانت تعلم كم أكرههم |
Evet, ama onlardan nefret ettiğim için mi, yoksa onların değerlerini paylaşmadığım için mi? | Open Subtitles | نعم, مثل أن أقتلهم لأني أكرههم أو لأنني ليس لدي صفات مشتركة فيما بيننا؟ |
Çöp görevine sürüldüm ve nefret ettiğim iki işim var. | Open Subtitles | لقد كلفت بجمع القمامه ولدى وظيفتين أكرههم |
Aslında, hayır, bu doğru değil. Hepsinden nefret ediyorum. Ama bu kıyafeti seviyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة أكرههم جميعاً ولكنني أحب هذا الزي |
Bütün gece boyunca nefret ettiğim insanların bardaklarını alıyorum, bunu gerçekten şu an yapmam gerekmiyor. | Open Subtitles | أنني أجمع الكاسات من الناس الذين أكرههم طول الليل و ليس من المٌفترض عليّ فعل هذا الآن |
Hayır, yani, nereden bilebilirdin ki hepsinden nefret ettiğimi? | Open Subtitles | كلاّ، أقصد، كيف كان لكِ أن تعلمي أنّني كنتُ أكرههم ؟ |
Bazen onlardan nefret ederdim, ama her birini tanırdım. | Open Subtitles | أحياناً كنت أكرههم , لكننى كنت أعلم كل شخص منهم |
Bu tür zeki heriflerden nefret ederim Kendilerinin daha dayanikli olduklarini düsündüklerinde onlardan daha da fazla nefret ederim. | Open Subtitles | أنا أكره الأشخاص مثلك، أكرههم بشده خاصة عندما يعتقدون أنهم أذكياء فوق العادة. |