"ألعبها" - Traduction Arabe en Turc

• oynamadım
• oynuyorum
• oynarım
• oynardım
• oynamıyorum
• oynamak
• oynamamıştım
• oynamam
• oynadığımız
• oyunun
• oynardık
• oynandığını

Bir düzine golf kulübüne üyeyim ama hiç golf oynamadım.
أتعلم بأني مسجل بالعديد من الأندية ولكن لم ألعبها أبداً

Hayır, kendi kendime oyun oynuyorum.
أوه , لا مجرد لعبة صغيرة أنتهت كنت ألعبها مع نفسى

Oynadığın tüm oyunları ben de oynarım daha iyi oynamak dışında.
ألعب نفس كل الألعاب التي تلعبها، إلا إني ألعبها بشكل أفضل.

Lisede çok oynardım. Oldukça heyecanlıdır.
لقد تعودت أن ألعبها كثيراً فى المدرسة الثانوية, إنها رائعة

— Bu kimin kaybettiğini belirler. — Öyle oynamıyorum ben.
ــ هكذا تقرّر من يخسر ــ لم أكن ألعبها بهذه الطريقة

Ama daha önce hiç bu şekilde oynamamıştım.
لكني لم ألعبها بهذا الشكل من قبل

Aramızda sır olarak kalsın beyefendi. Hayır, hiç oynamadım.
إن احتفظت بسري فسأخبرك أنني لم ألعبها قط

İlginçtir ki hayatımda hiç at nalı oyunu oynamadım.
أتعلمين، من الغريب أنني لم ألعبها من قبل

Ben kâğıt oynamam. Hiç oynamadım.
أنا لا ألعب لعبة الورق لم ألعبها قط

Hayır, yani oynuyorum, ama takımda değilim.
كلاّ، أنا ألعبها ولكنّني لست ضمن التشكيلة

Ufak tefek oyunlar oynuyorum çok zorlaştığı zaman.
لدي ألعاب صغيرة ألعبها عندما يشتد الأمر علي

Ailemle restoranda konuşmak istemediğimi fark ettiğimden beri bu oyunu oynuyorum.
أنا ألعبها منذ أن أدركت أني لا أريد التحدث مع أهلي في المطاعم

- Apu. Çocukluğumdan beri bunu oynarım.
إنَّني ألعبها منذ نعومة أظافري

- Bu oyunda usta olduğunuz apaçık ortada. - Bu oyunu uzun yıllardır oynarım.
من الواضح أنك محترف في هذه اللعبة - أنا ألعبها منذ عدة سنوات -

Ne kadar yazık. -Karımla her gece oynardım.
كنت ألعبها كل يوم مع زوجتي، واعتقد أنني أفتقد هذا

Ne demek istediğini anlıyorum. Sıkıyor. Bir aydan fazladır oynamıyorum bununla.
أعرف ما تقصده, إنه شيء ممل, لم ألعبها منذ شهر

oynamak istediğin oyun buysa ben de bilmeni isterim ki bana bab...
إن كل هذه اللعبة التي ألعبها ولم أستطيع أمتلاك أي شئ

Hiç oynamamıştım ama kütüphaneye gidip kitaplardaki bütün stratejileri okudum.
لم ألعبها من قبل ولكن... ذهبت إلى المكتبة وتفحصت كل هذه الكتب التي تتحدّث عن الإستراتيجية.

Sadece benim oynamam için elinden geleni yapmaktan memnun olacağını söyledi.
مجرد انها ستكون سعيدة للقيام بما يمكنها حتي تراني ألعبها.

Diğer jokeylerle oynadığımız bir oyun bu.
أوه , إنها لعبة صغيرة التي ألعبها أنا وراكبي الجواد

Simon tehlikede ve ben oyunun nasıl oynandığını bilmiyorum.
سيمون فى خطر, و أنا لا أعرف قواعد اللعبة. لا أعرف كيف ألعبها.

Kardeşimle oynardık. Her lakap takışta, tokat atarız.
أنها لعبة ألعبها مع أختي حيثنصفعبعضناالبعضلإعطاءالألقاب.