| Bu sene Almanya, Doğu Almanya'daki barışçıl devrimin 25. yıl dönümünü kutluyor. | TED | في هذا العام، تحتفل ألمانيا بالذكرى الـ25 للثورة السلمية في ألمانيا الشرقية. |
| Anlaşılan dostunuz Doğu Almanya'da 220 volt elektrik kullandığımızı fark edememis. | Open Subtitles | بالنهاية,صديقك لم يعرف اننا في ألمانيا الشرقية نستعمل كهرباء 220 فولت |
| Lakin onların ayrılışı Doğu Almanya'nın ekonomisine ciddi kan kaybettiriyordu. | Open Subtitles | ولكن رحيلهم كبد اقتصاد ألمانيا الشرقية خسائر ضخمة أنذرت بإنهياره |
| Olaylar yatışınca, Doğu Alman iktidarı Moskova'ya doğru yola çıktı. | Open Subtitles | بعد السيطرة على الموقف انطلق حكّام ألمانيا الشرقية إلى موسكو |
| Silahlı çatışmalar patlak verirse bu Batı Almanya'nın sonu demek olur aynı zamanda da Doğu Almanya'nın. | Open Subtitles | وإذا بدأ النزاع المسلح ذلك سيعني نهاية ألمانيا الغربية لكن ذلك أيضاً يعني نهاية ألمانيا الشرقية |
| Ve sadece Doğu Almanya'da değil, tüm dünyada aktifti. | TED | ولم تكن نشطة في ألمانيا الشرقية وحسب، بل حول كل العالم. |
| Doğu Almanya'daki en üst düzey muhaliflerden bazıları dahi Stasi ile işbirliği yaptı, mesela İbrahim Böhme. | TED | مع أن بعض أعلى المعارضين في ألمانيا الشرقية تعاونوا مع الستاسي كمثل إبراهيم بوهم. |
| Bu göz önüne alındığında, Doğu Almanya oldukça modern bir diktatörlüktü. | TED | من هذا الاعتبار، كانت ألمانيا الشرقية دكتاتورية حديثة جدًا. |
| İlk olarak, 1989 yılında, Doğu Almanya'yı yönetenler, insanların gittikçe artan protestolarına karşı ne yapacaklarını bilemiyorlardı. | TED | أولا، في 1989، القيادة في ألمانيا الشرقية لم تكن متأكدة عمّا تفعل ضد الاحتجاجات المتزايدة للناس. |
| Ama o zaman Doğu Almanya'da Rus bölgesinde yaşayan bir kocam vardı. | Open Subtitles | و لكنى لدى زوجا يعيش فى مكان ما فى ألمانيا الشرقية فى المقاطعة الروسية |
| Fakat Doğu Almanya, insanların Batıya geçişini durduramamıştı. | Open Subtitles | لكن ألمانيا الشرقية لم تكن قادرة على إيقاف هجرة الناس إلى الغرب |
| Grevler ve toplu gösteriler, Doğu Berlin ve Doğu Almanya boyunca patlak verdi. | Open Subtitles | اندلعت الإضرابات والمظاهرات الجماعية في برلين الشرقية وعبر ألمانيا الشرقية |
| Sovyet birlikleri, Doğu Almanya boyunca isyanı bastırmıştı. | Open Subtitles | قمعت القوات السوفيتية حالة العصيان عبر ألمانيا الشرقية |
| Peki, kendi ordumuzu Polonya'ya ya da Doğu Almanya'ya böyle olaylarda göndereceğimizi düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أننا سنرسل قواتنا المسلحة إلى بولندا أو ألمانيا الشرقية تحت تلك الظروف |
| Buna karşılık, Polonyalılar, Doğu Almanya'dan pay alacaklardı. | Open Subtitles | وعلى سبيل التعويض، فإن البولنديين سيجتزئون أرضًا من ألمانيا الشرقية |
| Yeni silahlar Doğu Almanya'yı Doğu Alman Demokratik Cumhuriyeti'ni alarma geçirdi. | Open Subtitles | التسليح الجديد أصاب ألمانيا الشرقية بالذعر، الجمهورية الألمانية الديمقراطية |
| Ve siz bana komşum hakkında bilgi verdiniz, Doğu Alman casusları ve muhbirleri konusunda. | TED | وقد أخبرتنا توك عن جاري، الجواسيس والعملاء من ألمانيا الشرقية. |
| Galiba Doğu Alman kontrol noktasına geldik. | Open Subtitles | أعتقد اننا عند نقطة تفتيش ألمانيا الشرقية |
| Batı Almanya, 1961 Kirschner adında bir doktor. | Open Subtitles | ألمانيا الشرقية عام 1961، وطبيب اسمه كيرشنر. ليس هناك الكثير لتستمر. |
| Ama 1984'te Doğu Almanlar kazanmıştı. | Open Subtitles | لكن فريق ألمانيا الشرقية فاز بالميدالية الذهبية سنة 1984 |
| Doğu Almanyalı yargıç sana ne verdi? | Open Subtitles | ما النتيجة التي أعطاك إيّاها حَكم "ألمانيا الشرقية"؟ |
| Doğu Almanyada ucuz bir otelde bulundu, irticasından iki ay sonra. | Open Subtitles | فى بهو فندق حقير بـ"ألمانيا الشرقية". فقط بعد شهرين من أرتدادها. |