Eşim, başarısız olması sağlanan zeki bir adamdır. | Open Subtitles | زوجي رجل ألمعي. مسموح له فقط أن يفشل. |
Sessiz sakin ama müthiş zeki biriydi. | Open Subtitles | كان منعزلا و صامتا لكن ألمعي |
1965'de genç ve zeki bir mezun olarak, Yuri'nin özel öğretmeni ona aslında Julia Robinson'ın da zihnini meşgul etmiş olan başka bir Hilbert problemini çözmeyi denemesini önerdi. | Open Subtitles | كطالب ألمعي تخرج شابا سنة 1965، اقترح عليه مرشده أن يُركز على مسألة أخرى لـ (هيلبيرت)، المسألة التي شغلت (جوليا روبينسون). |
bu denek ya ortalamanın altında zekalı bir insan... ya da... çok akıllı bir canavar. | Open Subtitles | هذا النموذج إما دون معدّل الإنسان، أو وحش ألمعي |
O akıllı bir adamdır, bir doktordur ve bir gemi cerrahıdır. | Open Subtitles | إنه رجل ألمعي وطبيب وجراح سفن |
Peki sen akıllı biri misin Egil? | Open Subtitles | وهل أنت رجل ألمعي يا (إيغل)؟ |