| Nefesini tut, gidecek uzun yolumuz var. | Open Subtitles | توقفى عن التنفس ، أمامنا طريق طويل لنقطعه |
| Hadi, gidecek çok yolumuz var. - Hiç patika göremiyorum. - Patika falan yok. | Open Subtitles | هيا بنا أمامنا طريق طويل لا أرى أي طريق؟ |
| Hadi, gidecek çok yolumuz var. - Hiç patika göremiyorum. - Patika falan yok. | Open Subtitles | هيا بنا أمامنا طريق طويل لا أرى أي طريق؟ |
| Birisinin hayatına güzellik katma fikrine gelince, işitme yetisi için katetmemiz gereken çok uzun bir yol var. | TED | وحتى عندما يتعلق الأمر بهذه الفكرة لاستعادة الجمال لحياة شخص ما, أمامنا طريق طويل حين يتعلق الأمر بتجارب الأداء. |
| Bunun aynı at olduğuna inanamıyorum. Daha almamız gereken çok yol var. | Open Subtitles | لا أصدق أنه نفس الحصان لا تزال أمامنا طريق طويلة |
| Tamam, bilmelisiniz ki, Bunu söylüyorum çünkü önümüzde uzun bir yol var, | Open Subtitles | حسناً، فقط لكي تعلموا ولأنّ أمامنا طريق طويلة |
| Karanlık üstümüze çökecek ve hala gidilecek çok yolumuz var. | Open Subtitles | الليل أصبح قريباً منّا وما زال أمامنا طريق طويل |
| Hâlâ almamız gereken çok yolumuz var ama seçimlere yalnızca beş gün kaldı. | Open Subtitles | ما زال أمامنا طريق طويل لكن خمسة أيام قبل الانتخابات. |
| Hala uzun bir yolumuz var. Muhtemelen oraya kadar taşıyamayacağız. | Open Subtitles | وما يزال أمامنا طريق طويل لا يمكننا أنْ نحمله إلى هناك |
| Travmasını atlatmasına yardım etmede daha uzun bir yolumuz var ama bu olumlu bir adım. | Open Subtitles | حسنا، لا يزال أمامنا طريق طويل لمساعدته في أجتياز صدمته ولكن هذه خطوة إيجابية |
| Hala uzun bir yolumuz var. | Open Subtitles | لازال أمامنا طريق طويل |
| Daha çok yolumuz var. | Open Subtitles | مازال أمامنا طريق طويل |
| Gidecek uzun bir yolumuz var. | Open Subtitles | . مازال أمامنا طريق طويل |
| Uzun bir yolumuz var. | Open Subtitles | مازال أمامنا طريق طويل |
| Uzun bir yolumuz var. | Open Subtitles | مازال أمامنا طريق طويل |
| Daha çok uzun bir yolumuz var. | Open Subtitles | أمامنا طريق طويل |
| Fakat serüvenimiz henüz başladı. önümüzde gidilecek daha çok yol var. | Open Subtitles | غير أنّ رحلتنا إبتدات للتوّ, لايزال أمامنا طريق طويلة. |
| İşimizin ilk kuralı, önümüzde çok uzun bir yol var. Arabadaki soğutucuda suyla birlikte birkaç soğuk içecek de var. | Open Subtitles | الأمر الأول في العمل أنه أمامنا طريق طويلة، لذا فلدي مُبردة تحتوي على ماء وبعض المشروبات |
| Elbette hâlâ önümüzde cerrahiyi 5 milyar insana ulaştırmak için uzun bir yol var ve ne yazık ki bazı insanların hâlâ internet erişimi yok. | TED | بالطبع، ما زال أمامنا طريق طويل قبل أن نتمكن من توفير الرعاية الجراحية لمن يحتاجها من الخمسة مليارات شخص. ولسوء الحظ، لا يزالُ بعض الناس لا يستطيعون الوصول إلى الإنترنت. |