"أمامي خيار" - Traduction Arabe en Turc

    • Başka şansım
        
    • başka çarem
        
    • Başka seçeneğim
        
    • seçenek
        
    • seçim şansım
        
    Başka şansım yok. Bunu seni beklerken yapmış olmalıydım. Open Subtitles ليس أمامي خيار آخر، كان يجب أن أنهي هذا بينما كنت أنتظرك
    Fakat bu konuda bir aptallık yaparsan Başka şansım kalmaz. Open Subtitles ،ولكن إن كنت أحمقاً للغاية لملاحظة ذلك فليس أمامي خيار سوى التظاهر بالغلظة
    Bu şartlar altında Başka şansım yok gibi görünüyor. Open Subtitles حسنُ, ليس أمامي خيار أخر في ظل الظروف الحاليه
    Sonrasında ise meyhaneni kapatıp seni hapse tıkmaktan başka çarem yok. Open Subtitles وبعدهما ليس أمامي خيار سوى تهديم حانتك وزجّك في سجن المدينين
    Doğru, onun için çok üzgünüm ama Başka seçeneğim yoktu. Open Subtitles أجل، آسفة للغاية حيال ذلك لم يكن أمامي خيار آخر
    Çok güzel, bana başka seçenek bırakmadın. Bu silah ketçapla dolu. Open Subtitles حسناً ، لم تدع أمامي خيار هذا المسدس مليء بالكاتشب
    Eh, seçim şansım yoktu ki. Onu evde yalnız bırakamazdım. Open Subtitles حسناً، لم يكن أمامي خيار لم أكن لاتركها بمفردها
    Hayatıma devam etmem gerekiyordu. Başka şansım yoktu. Open Subtitles تحتّم أن أمضي بحياتي، ولم يكُن أمامي خيار.
    - Doktor kaçacaktı. - Başka şansım yoktu. Open Subtitles كان الطبيب يهمّ بالهروب ولمْ يكن أمامي خيار
    Başka şansım yoktu. Ona tahtı garantilemiştim. Open Subtitles لم يكن أمامي خيار ضمنت له وريثًا للعرش
    Kanuna uymaktan Başka şansım yok. Open Subtitles ليس أمامي خيار إلا اتباع القانون
    Daha fazla tartışma yok. Başka şansım yoktu. Open Subtitles لا مزيد من نطحات الرأس - لم يكن أمامي خيار -
    Ne oldu? - Üstüme geldi, Başka şansım yoktu. Open Subtitles هاجمني، ولم يكن أمامي خيار آخر
    - Başka şansım yoktu amca. Open Subtitles لم يكن أمامي خيار يا عمّاه، أتبعني.
    Biliyorsun, evvelce seni suçlamaktan Başka şansım yoktu. Open Subtitles لم يكن أمامي خيار سوى أن أتهمك بالسابق
    Başka şansım varmış gibi görünmüyor. Open Subtitles ــ يبدو أنه لا يوجد أمامي خيار
    Bu durumda fasulyenin tadına bakmaktan başka çarem yok. Open Subtitles في تلك الحالة، أمامي خيار ضئيل لتذوق عيِّنة من فولك.
    Bir saat içinde harekete geçip seni resmen kapatmaktan başka çarem kalmayacak. Open Subtitles خلال ساعه لن يكون أمامي خيار سوى التدخل و إيقافك رسمياً
    Eğer o kalırsa korkarım gitmekten başka çarem kalmayacak. Open Subtitles إن بقي، فأخشى أنّي لن يكون أمامي خيار سوى الرحيل
    Madam, sizi zinadan dolayı suçlu bulmaktan Başka seçeneğim yok. Open Subtitles سيدتي , ليس أمامي خيار سوى توجيه تهمة الزنى لكِ
    Karate saldırı için kullanılmamalı, ama Başka seçeneğim yok. Open Subtitles الكارتيه ليس للأستخدام العدواني ولكني ليس أمامي خيار آخر
    Kazanan albüm anlaşması yapıyor. Bu gece olacak. Başka seçeneğim yoktu. Open Subtitles الفائز يحصل على عقد تسجيل وهيا الليلة, أسمعي لم يكن أمامي خيار أخر
    Bir daha kokpite girmeyeceğim anlamına gelmez. Tek seçenek yok. Open Subtitles هذا لا يعني أنّي لن أستطيع التحليق مجدداً ليس أمامي خيار
    Sanırım seni yanımda getirmek dışında bir seçim şansım yok. Open Subtitles -أعتقد بأنه ليس أمامي خيار سوى جلبكِ معي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus