"أمرًا" - Traduction Arabe en Turc

• şeyler
• Bir şey
• bir şeyi
• emir
• ne diyeceğim
• Ne var
• Bak

Benim yaptığım şeyler hep çiğnenmiş sakız oldu.
وبالوقت الذي صرت احقق فيه أنا أي شيء، يصبح أمرًا مكررًا

Tobinlerin bir şeyler sakladıklarını en başından beri biliyordum.
كنت أعلم دائما ان عائلة توبن تخفي أمرًا ما

Bildiğimiz tek Bir şey var. Orada beklemeleri tesadüf olamaz.
نعلمُ أمرًا واحدًا، لا يُمكن أن يكون وجودهما هناك مُصادفةً.

Eksiksiz açıklamanın ışığı altında üstümden bir şeyi atmam lazım.
إيفاءً للإفصاح التامّ، أودّ أن أزيل أمرًا من على كاهليّ.

Komutanım, lütfen bana bir emir verin. Ne yapacağımı bilmiyorum komutanım.
سيّدي هلّا أعطيتني أمرًا رجاءً، فلستُ أعلم ماذا أفعل يا سيّدي.

Bak ne diyeceğim. Şimdilik ellerimizi görebileceğimiz yerde tutalım, tamam?
سأخبرك أمرًا, لنبقي أيادينا في مكان يمكننا من رؤيتهما حاليًا, اتفقنا؟

- Bunları senin için yaptım. - Evet. Ne var biliyormusun, Penny?
-أجل، أتعلمين أمرًا يا (بيني)؟

Ortak, ortada bir şeyler dönüyor ve bunu bana anlatmalısın.
يا زميلي,إن هنالك أمرًا يجري هنا ويجب أن تخبرني عن كنهه.

Başımıza gelen şeyler berbattı ama bu kim olduğumuzu belirleyemez.
،ما حدث لنا كان أمرًا مريعًا ولكن لا ينبغي هذا أن يحدد هويتنا

Bu bombayı uçağa getiren adam bir şeyler deneyebilir.
الرجل الذي أحضر هذه القنبلة على الطّائرة ربما يحاول فعل أمرًا ما.

Evet, var; söylenmemiş bir şeyler bıraktın.
أجل، بل هناك وجود، فأنتِ تتركُين أمرًا لم يُخبر به.

Aslında bu güzel Bir şey, ama hayatına son verebilir.
إنه أمرٌ جميل ولكنه يمكن أن يكون أمرًا سيئًا أيضًا

"Tek yetişkin" aptalca Bir şey yüzünden bütün gecemizin mahvolmasına göz yummazdı.
تعتقد أنك الناضج الوحيد الذي لن يدع أمرًا تافهًا يخرب الليلة بأكملها

Axl çok çaresizdi ve daha önce hiç yapmadığı Bir şey yaptı.
كان أكسل مستميتًا للغاية لدرجة أنه فعل أمرًا لم يفعله من قبل

Ve bu program bize içten içe bildiğimiz bir şeyi gösterdi: İnsanların tiyatroya olan ihtiyacı yemeğe ve içmeye olduğu kadar şiddetli.
وهذا البرنامج أثبت لنا أمرًا عرفناه بشكل بديهي: احتياج الناس للمسرح قوى كاحتياجهم للطعام أو للشراب.

Bu sanki dallanan bir olasılıklar akıntısı gibi ve bu olasılıkları etkileyen veya bir şeyi hızlandıran veya diğer bir şeyi yavaşlatan eylemleri yapabiliriz.
يبدو وكأنه تيّار متشعّب من الاحتمالات، وهناك أفعال يمكننا القيام بها تؤثّر على هذه الاحتمالات أو تعجّل وقوع أمر ما أو تؤخر أمرًا آخر.

Hata mı yaptım... bir şeyi gözden mi kaçırdım daha mı hızlı olmalıydım...
أرْتكبَ أخطاءً أم لم يرتكب؟ أفوّتَ أمرًا أم لم يفوّت؟ أتصرّف على نحوٍ أسرع أم لم يتصرّف؟

Beyaz Saray'dan emir çıkartmış olabilirsin ama bu operasyonu hâlâ ben yönetiyorum.
قد تكوني تلقيتِ أمرًا من "البيت الأبيض" لكني مازلت أدير هذه العملية

Kendi başınıza gitmezseniz Şey'e emir veririm.
إن أبيتما المغادرة، فسأوجّه أمرًا للمخلوق بمغادرتكما.

ne diyeceğim.
لا أعلم من هؤلاء الناس، حسنٌ؟ سأخبرك أمرًا

Bak ne diyeceğim, peki ya senin bölgendeki iki Gazi hastanesi...
سأخبرك أمرًا ماذا لو حصلت مستشفتا صحةقدامىالحربفيمنطقتك..

- Ne var biliyor musun Tyler?
أتعلم أمرًا يا (تايلر)؟