"أمله" - Traduction Arabe en Turc

    • umudu
        
    • kırıklığına
        
    • umut
        
    • umutları
        
    • umuduydu
        
    • mutsuz
        
    • ümidi
        
    • umuyordu
        
    • kırıklığını
        
    - Bu yüzden tek umudu senin gibi bir yeteneğin üzerinden parazit gibi beslenmek. Open Subtitles لذا أمله الوحيد أن يعيش على موهبتك كالجراد
    Yani dediğinize göre siz onun tek umudu musunuz? Open Subtitles إذن، ما تقولينه هو.. أنكِ أمله الوحيد
    Hayır, o süveter yelekle evden çıktığında kendi kendini hayal kırıklığına uğrattı. Open Subtitles لا، خيب أمله بنفسه عندما غادر المنزل هذا الصباح مرتدياً تلك الملابس
    Aile bireylerinin onu hayal kırıklığına uğratma ihtimaline karşılık hazır bekliyor. Open Subtitles يحبّ أن يظلّ متحضّرًا ما إذا خيّب أحد أفراد الأسرة أمله.
    Yer var gerçekten dünyanın farklı bir tür olduğunu umut. Open Subtitles عن أمله في أن هناك في مكان ما نوع مختلف من العالم
    Bütün gün aradı, aradı, aradı ta ki uçup gidene kadar bütün umutları. Open Subtitles طوال اليوم أخذ يبحث و يبحث هنا و هناك حتى تلاشى أمله تقريباً
    Kızı onun umuduydu, yaşamasının yegane sebebiydi. Open Subtitles كانت أمله الوحيد، و سبب بقائه على قيد الحياة.
    Onu bu hayatla mutsuz etmek istemiyorum. Open Subtitles لا أود أن يخيب أمله في حياته الجديدة
    Tek umudu hemen hastaneye yetiştirilmesine bağlı.Bekleyemeyiz. Open Subtitles وكل ما أمله أن انقله للمستشفى الآن
    Başı dertte. Tek umudu biziz. Open Subtitles إنه في ورطة، ونحن أمله الوحيد.
    Her biriniz onun umudu olabilirsiniz. Open Subtitles ربما أمكن لكم أن تشاهدوا أمله, جميعكم.
    Davetsiz girişimi bağışlayın, madam, ama karşınızda hayal kırıklığına uğramış bir adam var. Open Subtitles إغفري لي سيدتي الأقتحام لكنكِ ترين أمامك رجلاً خاب أمله تماماً.
    Lordum beni çok büyütmesin, hayal kırıklığına uğrayabilir. Open Subtitles مولاى يجب ألا يحسن بى الظن كثيرا أخشى أن يخيب أمله
    Eğer kendim için bir ayrıcalık yaparsam, Apophis hayal kırıklığına uğrar. Open Subtitles أبوفيس سيخاب أمله فيّ لو كان هناك إستثناء لي.
    Dokunamadığı, sis boyunca parlayan yeşil ışığa bakarken Gatsby'nin hayatı umutla dolmuştu fakat Daisy, Gatsby için umut değil zehirdi. Open Subtitles نظر الى الضوء الاخضر الذى لا يمكنه لمسه و وضع جاتسبى أمله فى حياته لكن ديزى لم تكن تكن امل لجاتسبى بل سماَ
    umut ve mantık yok olunca, isyan takip eder. Open Subtitles إنهُ يأتي بعد أن تحطمون أمله وكل مايملك.
    Bütün gün aradı, aradı, aradı ta ki uçup gidene kadar bütün umutları. Open Subtitles طوال اليوم أخذ يبحث و يبحث هنا و هناك حتى تلاشى أمله تقريباً
    Yerleşkeye saygın bir şekilde gitme umutları cehennemi boylamıştır. Open Subtitles أمله للذهاب الى الحرم الجامعي بصفة مميزة ذهبت الى الجحيم,الان سيجتمع
    Tek umuduydu. Open Subtitles إنها أمله الوحيد
    Onu bu hayatla mutsuz etmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن يخيب أمله بهذه الحياة
    Tek ümidi, zarar görmüş DNA'sını onaracak bir virüsle yapılacak deneysel bir çalışmaydı. Open Subtitles أمله الوحيد كان الدراسات التجريبية باستخدام فيروس لإصلاح حمضه النووي
    Minarenin şehir için bir abide hâline gelmesini ve Tunus'un bu unutulmuş yerine insanları çekmeyi umuyordu. TED وأعرب عن أمله أن هذه المئذنة ستصبح نصبا تذكاريا للمدينة، وجذب الناس إلى هذا المكان المنسي من تونس.
    Beni teselli etmeye ve de hayal kırıklığını ifade etmeye geldi. Open Subtitles لقد جاء لتطمئني ولكن كل ما يفعله هو إظهار خيبة أمله.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus