büyük hayal kırıklığına uğradım, sizin için de öyle olduğuna eminim. | Open Subtitles | كانت خيبة أمل كبيرة بالنسبة إلي كما كانت بالنسبة إليك بالتأكيد |
Ben için en büyük hayal kırıklığı bu, hayatının her bölümünü sınıflandırdığı şeylerin baştan aşağıya bir kenara konması anlamına geliyordu. | Open Subtitles | ,خيبة أمل كبيرة لبن وهذا لا بد أن يكون الخلاصة, التي حصل .عليها بعد تصنيف أجزاء كثيرة من حياته |
Ne kadar önemli olduğunun farkındayım ve büyük hayal kırıklığı olduğumun da. | Open Subtitles | أفهم أهمية الأمر و أنا أشعر بخيبة أمل كبيرة حول نفسي |
Çok büyük bir hayal kırıklığı olur, o kesin. | Open Subtitles | شئ مرقع جميل ، خيبة أمل كبيرة لا يمكننى أن أخبرك |
Öğrencilerimden birinin bu saçmalıkla uğraşması beni çok ama Çok büyük bir hayalkırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل كبيرة لأن أحد تلاميذي قد انغمس في هذه التفاهات |
Ütüledi ve çok hayal kırıklığına uğradım çünkü rengi kahverengi olmuştu. | Open Subtitles | فعلت ما طلبت، ثم أُصبت بخيبة أمل كبيرة... لأنه بعد أن قامت بكيّها، تغيّر لونها وأصبحت هشّة، فتمزقت إلى قطع. |
Duruşma olacağını düşünüyorsanız, büyük hayal kırıklığına uğrayacaksınız. | Open Subtitles | إن كنتم تظنون يصل الأمر للمحاكمة، سوف تصابون بخيبة أمل كبيرة. |
Annem aleyhimde şahitlik yaptığından beri yaşadığım en büyük hayal kırıklığı oldu bu. | Open Subtitles | E 'بي ש خيبة أمل كبيرة منذ والدتي أعطت الدولة الأدلة ضدي. |
Bence onları çok büyük hayal kırıklığına uğratırız. | Open Subtitles | أعتقد أنها ستكون خيبة أمل كبيرة فينا |
Aptallığım beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل كبيرة بسبب غباء. |
Baban sen konusunda büyük hayal kırıklığı içerisinde. | Open Subtitles | انه يشعر بخيبة أمل كبيرة فيك، والدك |
Paranız olmadığı hakikati ve Bud ile benim sizin için büyük hayal kırıklığı olmamız. | Open Subtitles | حقيقة أنكِ ليس معكِ مال ،(وأنني أنا و (بد خيبة أمل كبيرة بالنسبة لكِ |
Ama ardından, mesleğimde bir mimar olarak, Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü topluma yardım etmiyor, toplum için çalışmıyor... ...ama ayrıcalıklı insanlar, zengin insanlar, devletler, pazarlamacılar için çalışıyorduk. | TED | ولكن بعد ذلك أصبت بخيبة أمل كبيرة في مهنتي كمهندس معماري، نظراً لأننا لم نكن نساعد الآخرين ، و لم نكن نعمل للمجتمع، كنا نعمل للنخبة فحسب الأغنياء، والحكومة، والمطورين. |
Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşarız. | Open Subtitles | سأصاب بخيبة أمل كبيرة. |
Bu Çok büyük bir hayal kırıklığı. | Open Subtitles | هذه خيبة أمل كبيرة. |
Çok büyük bir hayal kırıklığına dönüşmeye başladın. | Open Subtitles | لقد اتضح أنك خيبة أمل كبيرة |
Beni çok hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | اشعر بخيبة أمل كبيرة فيك |
Onu çok hayal kırıklığına uğrattın Roy. | Open Subtitles | -إنّه مصاب بخيبة أمل كبيرة يا (روي ) |
Ve bana sürekli ne kadar büyük bir hayal kırıklığı olduğumu hatırlatırdı. | Open Subtitles | وذكّرَتني كم كنتُ خيبة أمل كبيرة لها |