Cara, yeğenlerimden biri, Cumartesi günü piyano resitali veriyordu ve Annem benim orada olmadığımı görünce iyi olup olmadığımı öğrenmek için beni aradı. | Open Subtitles | كارا، إحدى بنات أخواتي قدّمت حفلة بيانو يوم السبت وحين رأت أمي أنني لم أكن موجودة اتّصلت لترى إن كنتُ على ما يرام |
Annem iki yaşında okumaya başladığımı söylüyor, ama herhalde dört yaşında başlamış olmam daha gerçeğe yakın. | TED | قالت أمي أنني بدأت القراءة في سن الثانية، رغماً عن أنني أعتقد أن سن الرابعة أقرب الى الحقيقة. |
Annem bana er veya geç yapabileceğimi söylemişti ama hâlâ yapabilmiş değilim. | Open Subtitles | أبدا ولا مرة واحدة أخبرتني أمي أنني يجب أن أفعلها ولكنني لم أستطيع بعد |
On yaşında, Anneme artık okula gitmek istemediğimi söyledim. | TED | وفي العاشرة، أخبرت أمي أنني لا أريد الذهاب للمدرسة بعد ذلك. |
İki gün önce kendisini odamdan kovdum ve o da Anneme bir mektup yazarak Sofya Semyonovna'nın karakteriyle ilgili ifadelerle, beni ailemden uzaklaştırmaya çalıştı. | Open Subtitles | وقبل يومين طردته من غرفتي, فأسرع يكتب إلى أمي أنني بددت مالها على عائلة كاترينا ايفانوفنا |
Annem, buraya gelmeye devam edebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | قالت أمي أنني يجب أن أتابع طريقي إذا كنت سأستمر بالمجيء هنا |
Annem bir hobi falan edinmemi söylüyor. | Open Subtitles | قالت لي أمي أنني يجب أن أمارس هواية أو أي شيء ما |
Eğer Annem,seker dükkanına uğradığımı duyarsa ben eve gelmeden başıma bela olur. | Open Subtitles | لكن إذا عرفت أمي أنني توقفت عند محل الحلوى قبل عودتي للمنزل سأقع في مشكلة |
Hayır, efendim. Annem neon hastalığına yakalandığımı söylerdi. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لطالما قالت أمي أنني مصاب بداء النيون |
Hayır, efendim. Annem neon hastalığına yakalandığımı söylerdi. | Open Subtitles | لا يا سيدي، لطالما قالت أمي أنني مصاب بداء النيون |
Annem, bir sürü yeni arkadaş edineceğimi söyledi. | Open Subtitles | قالت أمي أنني سيكون لدي الكثير من الأصدقاء الجدد |
Annem gaza getirdi çok çalışıyorsun diye bende öyle aniden, bırakıverdim. | Open Subtitles | لقد قالت لي أمي أنني كنت أعمل بجهد، لذا غادرت. |
Okuldan eve gelirken ne zaman geç kalsam Annem kaçırılıp gölün tekinde boğdurulduğum fikrine kapılır. | Open Subtitles | حينما أتأخر عن البيت تعتقد أمي أنني خُطفت و تم تركي لأغرق في بحيرة |
Annem evli ve üç çocuklu olduğumu söylemedi mi? | Open Subtitles | ألم تذكر أمي أنني متزوجة ومعي ثلاثة أطفال ؟ |
Annem içeride, eğer bahçede TV şovu yaptığımı duyarsa delirir. | Open Subtitles | لو عرفت أمي أنني سأقوم ببرنامج تلفزيوني، ستفقد عقلها |
Tabii ki de Annem orada orospu gibi göründüğümü söylemek zorundaydı. | Open Subtitles | وبالطبع, كل ما قالته أمي أنني بدوت كالساقطة هناك |
On yedinci yılımın kış aylarında Annem, depresyonda olduğuma karar verdi. | Open Subtitles | في أواخر شتاء عامي الـ17 قررت أمي أنني مكتئبة |
Ben gerçekten orduda değilim, Anneme öyle olduğunu söyledim ama aile olayına ordu üniformasız gidemem. | Open Subtitles | أنا لست في الجيش حقاً و أخبرت أمي أنني ذهبت لكن لا يمكنني الذهاب إلى حفل عائلي من دون زيّ الجيش |
Hem Anneme, yavaşlamana izin vermeyeceğime dair söz verdim. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك , أنا وعدت أمي أنني لن أدعكِ تتباطئين |
Anneme bir gün uçacağımı söyledim ve yaptım. | Open Subtitles | لقد أخبرت أمي أنني أود أن أكون طيار كما اخبرتها أنني سوف أصبح نجم سينمائي |
Anneme şirketi sattığımı söyledim ve o da bana bağırdı. | Open Subtitles | إذاً,لقد أخبرت أمي أنني سأبيع الشركة ! وقد صرخت في |