Açık olan birşeyden kaçınmak için gösterdiğiniz tüm çabayı takdir ediyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أقدر المحاولة. كنت تحاولين كليا في تجنب الموضوع الواضح. |
Cevabını beklemediğim bir soruydu Thad ama isteğini takdir ediyorum. | Open Subtitles | وكان أن بلاغي سؤال, ثاد, ولكن أنا أقدر لكم النار. |
Bana olan inancını, yanlış kişiye olsa da takdir ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقدر أيمانُكَ بي حتى لو لم يكن في محله |
- Yardım ettiğin için minnettarım. - Yalancı. Gerçeğe tutun. | Open Subtitles | أنا أقدر أنك تحاولين مساعدتي كاذب تمسك بالحقيقة أنت جيد في ذلك |
Bu onur için teşekkür ederim ama ben ona Regret Monsewer adını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا الشرف، لكن أعتقد أننا يجب نسميه ريجريت بعد مونسير هنا |
Bunu anlıyorum, gerçekten ama bir anlaşmamız vardı ve sen üzerine düşeni yapmadın. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا ، فعلا لكن بيننا أتفاق وأنت لم تنفذ قسطك منه |
Kaçmamakla iyi ettin, teşekkürler. | TED | عمل جيّد أنّك لم تهرب بعيدًا. أنا أقدر ذلك. |
Gerçekten bunu takdir ediyorum. Yani bu kadar kısa sürede gelmeniz. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا حقاً أعني , لقد كانت ملاحظة بسيطة |
Söylediklerinin tek kelimesine bile inanmadım ama çabanı takdir ediyorum. | Open Subtitles | انا لا اصدق كلمة واحدة من ذلك ولكن أنا أقدر الجهد |
Yüreklisin, delikanlı, kendini böyle göstermekle. takdir ediyorum. | Open Subtitles | لديك القوة لتجعل الآخرين يرونك هكذا ، أنا أقدر هذا حقا |
Endişeni takdir ediyorum, ama bunu hallettim ben. | Open Subtitles | حسنا؟ أنا أقدر قلقك ولكنني أستطيع أن أغطي المصاريف |
Hevesini takdir ediyorum ama astrofiziğin öncülerinden.. | Open Subtitles | أنا أقدر حماسك لكن انتظري ريثما تنالين شهادتك |
Onu çok az tanıyorum ama yaptığı organizasyonları takdir ediyorum. | Open Subtitles | أنا لا يكاد يعرف لها، ولكن أنا أقدر كل تنظيم تفعل. |
Desteğiniz için minnettarım. Buraya bu iş için gelmediğinizden eminseniz... | Open Subtitles | أنا أقدر دعمك لنا طالما أنت لا تطارد نفسك |
Zaman ayırdığın için minnettarım, konuşabileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنا أقدر تقضيتك لوقتك معي، أنت ِ الشخص الوحيد الذي أستطيع التحدث معه |
Arkadaşlarını ekip babanla vakit geçirdiğin için minnettarım. | Open Subtitles | أنا أقدر بالفعل تركك لأصدقائك حتى تقضي بعض الوقت مع رجلك العجوز |
Ameliyatlarınızda baş cerrah olmama izin verdiğiniz için teşekkür ederim ama... | Open Subtitles | أعني, أنا أقدر حقا إمكانية أخذي زمام الأمور في جراحاتك العصبية، |
anlıyorum ama en azından doğru yolda olup olmadığımı anlamam için dosyalarınıza bakabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا لكن ربما يمكنك فحص الملفات و تتأكدى أننى فى الطريق الصحيح |
Bizim için yaptığın her şeye teşekkürler. Bunu sana nasıl geri öderim bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا أقدر كل ما فعلته من أجلنا أنا لا أعرف كيف أرد لك جميلك. |
müteşekkirim çünkü siz olmasaydınız bugün olduğum şahıs olamazdım. | Open Subtitles | فعلاً أنا أقدر هذا لأنني لم أتخيل أنني سأكون ما أنا عليه الآن إن لم أكن لكم يا شباب. |
Pekâlâ, baba, tüm bu kimsesiz insanlarla ilgilendiğin için sana minnettarım. | Open Subtitles | ، حسنا يا أبي، أنا أقدر إهتمامك بكل من يشعرون بالوحدة |
Sorumluluk almana sevindim. Olumlu bir gelişme. | Open Subtitles | ,أنا أقدر تحملك لهذة المسؤولية هذا يعيد الأمل |
Bugün geldiğin için sağ ol, teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسنا ، شكرا على ، شكرا على حضورك هنا اليوم أنا أقدر ذلك |
"Ve bu yüzden bu benim için çok zor. Arkadaşlığımıza değer veriyorum." | Open Subtitles | و هذا هو سبب صعوبة الأمر بالنسبة لي أنا أقدر صداقتنا |
Konukseverliğini gerçekten taktir ediyorum, fakat benim mail listenden çıkar tamammı. | Open Subtitles | أنا أقدر لك كرمك ولكن أخرجنى من قائمة بريدك |