Hikâye anlatımı tam olarak buradaki gibi olurdu: ben burada ayakta duruyorum, üniter otorite olarak ve size hitap ediyorum. | TED | وسرد القصص يشبه كثيرًا ما يحدث الآن: أنا أقف هنا، السلطة الوحيدة، وأتحدث إليكم. |
Ama bugün sizin karşınızda, bir radyo sunucusu olarak değil, bir komedyen olarak da değil, ama matematikçi olmuş, olan ve hep matematikçi olacak biri olarak duruyorum. | TED | ولكن أنا أقف أمامكم اليوم ليس كمذيع راديو صباحي ليس كممثل كوميدي، ولكن كشخص كان ولازال وسوف يكون دائماً عالم رياضيات. |
Babamın cenazesi için sizinle aynı kıyafeti giymiş şekilde dikiliyorum. | Open Subtitles | أنا أقف أمامك بنفس الزي الذي ارتديته بجنازة والدي |
Burada durup kanıtları yok edişinin inanılmaz nedenini duymayı bekliyorum. | Open Subtitles | حسناً , أنا أقف هنا منتظرة سماع السبب المٌذهَل الذي تٌتلفين من أجله الأدلة |
Çünkü ben de makyözüm. Filmler için makyaj yapmak gibi bir hayalim var ama Şu anda bunu gerçekleştiremiyorum. | Open Subtitles | الأن أنا أقف خلف آلة عد النقود لكنني أتمنى بأن ادخل عمل المكياج للأفلام |
Sevgili damadımın şerefine kadeh kaldırmak için burada bulunuyorum. | Open Subtitles | أنا أقف هنا مطلقاً نخب زوج ابنتي العزيز. |
Ben karşınızdayım, o değil. | Open Subtitles | أنا أقف هنا وهو ليس كذلك |
Duvara karşı duruyorum, güney cephesindeyim bütün gün boyunca ışık alıyorum. | Open Subtitles | أنا أقف تجاه الحائط من الجانب الجنوبيّ الذي يأتيه ضوء النهار بأكمله، ما أنا ؟ |
Salonda duruyorum. | Open Subtitles | أنا أقف في الصالون، هناك رجل هنا اسمه بورتر |
İşte burada gözümü dört açtım duruyorum. | Open Subtitles | هيا، ها أنا أقف هنا يا صاحب الأربع عيون، هيا بنا. |
Şu an Jericho bölgesinde kasabaya uzaklığı 5 mil mesafedeki kullanılmayan süpürge fakrikasının önünde duruyorum. | Open Subtitles | أنا أقف أمام مصنع محطم ومهجور فى منطقة جيريكوميلز فى مدينة بركتزفيل |
Bu akşam burada çok, çok mutlu bir adam olarak duruyorum. | Open Subtitles | حسنا, أنا أقف أمامكم هذا المساء كرجل سعيد جدا جدا |
Salonda duruyorum. | Open Subtitles | أنا أقف في الصالون، هناك رجل هنا اسمه بورتر |
Konuşmak yok! 10 dakikadır burda dikiliyorum. | Open Subtitles | ــ التحدث ممنوع ــ أنا أقف هنا منذ 10 دقائق |
Casey, paha biçilemez bir heykelle birlikte limanda dikiliyorum. | Open Subtitles | كايسي، أنا أقف على رصيف السّفن، مع تمثال غالٍ جدًّا، |
Ama işte yanıbaşında dikiliyorum ve benim yarağım da aynı bokun içinde ıslanıyor. | Open Subtitles | ومع ذلك ها أنا أقف بجوارك ونغوص في القذارة معاً |
- Eğer arzu ederseniz ona yazın ama tüm vicdanımla söylüyorum ki öylece durup da kendi gayenize bu denli zarar verdiğinizi görmek istemem. | Open Subtitles | أكتب إليه إذا كُنت تريد، ولكن أنا لن أستطيع، بكل ضميري، أنا أقف وأراك تُلحق الضرر بكُل ما عملتَ لأجله. |
Burada durup vaktimi seninle konuşarak harcıyorum ama ne düşündüğümü biliyor musun? | Open Subtitles | أنا أقف هنا وأضيع وقتي بالتحدث معك، لكنني أفكر بشيء، هل تعلم ما هو؟ |
Şu anda karşında silahsız bir şekilde duruyorum eğer oğlun geri gelecekse, o zaman öldür beni. | Open Subtitles | ها أنا أقف امامك .. بدون سلاح .. اقتليني |
Burada bu korkunç, çetin sınavı atlatmamıza yardım edenlere... kendim ve ailem adına tesekkürlerimizi iletmek için bulunuyorum. | Open Subtitles | أنا أقف هنا اليوم لأعبر لكم عن شكري أنا وعائلتي" لمساعدتكم لنا في تخطي هذا الموقف الصعب |
Ben karşınızdayım, o değil. | Open Subtitles | أنا أقف هنا وهو ليس كذلك |
7 kilo biteği dondurmuşum şu an burada durmuş yarım bir ineğe bakıyorum. | Open Subtitles | لقد جمدت أربعة أرطال من اللحم أنا أقف الآن وأنظر إلي نصف بقرة |
Ve burada tek başıma dikilerek göze çarpıyorum sanırım. | Open Subtitles | و أنا أبدو بارزة نوعاً ما و أنا أقف هنا لوحدي |
Ölüm ve yaşamın kapısında duruyordum. | Open Subtitles | أنا أقف على بوابة الحياة والموت |