Sadece söylüyorum; hayat, kimya setlerinizden çok daha fazlası. | Open Subtitles | أنا أقول فقط الحياة هي الوسع مما تقومون به في مختبراتكم |
Sadece söylüyorum; hayat, kimya setlerinizden çok daha fazlası. | Open Subtitles | أنا أقول فقط الحياة هي الوسع مما تقومون به في مختبراتكم |
Demek istediğim sen tuzakların yerini biliyorsun. Neye dikkat edeceğimi söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أنا أقول فقط, أنت تعرفالمزالق يمكنكَ أن تخبرني عما أنتبه له |
Demek istediğim, şu an istediğin şeyleri sana verebilecek durumda olup olmadığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا أقول فقط .. لا أعلم إن كنت سأستطيع تقديم ما تحتاجين الآن |
Ben sadece bu fırsattan yararlanıp her şeyi yeniden düşünmek isteyebileceğini belirttim. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أنك ربما تريدين أستغلال هذه الفرصة لكي تعيدي التفكير في الاشياء هذا هو الأمر |
Sadece diyorum ki, özür dilerim bunun hoş, çok güzel ve hoş ve seksi ve hoş geçmesini isterim. | Open Subtitles | لا اريد ان ديك ، أنا أقول فقط. أنا آسف. أريد هذا بسلاسة. |
Benim Tek dediğim, Robert öyle olduğundan şüphe etse bile bu konuyu göz ardı etmenin daha kolay olduğunu düşünebilir. | Open Subtitles | أنا أقول فقط إن كان روبرت يشك أنه كذلك يمكن الفهم لماذا يقرر عدم التأقلم مع هذا |
Çocuklar bu kadar ısrarcı olmamalı diyorum sadece. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أن الفتى سيتعلم كيف يدع الأشياء تمشي |
Rock Creek Park'ının diğer tarafında. Diyorum ki pazartesi sabahı gelip... hafta sonu ne yaptığını bilmemek güzel olurdu. | Open Subtitles | أنا أقول فقط سيكون لطيفًا الا آتي صباح الإثنين ولا أعرف بالفعل ما فعلتي في عطتلك |
Ya-yani, Sadece söylüyorum. | Open Subtitles | أعني، أنا أقول فقط أنّي لمْ أرَ الآخرَين يستسلمان. |
Sadece söylüyorum, kızgın olabilir. | Open Subtitles | . أنا أقول فقط أنه سيكون غاضب للغاية |
Ben Sadece söylüyorum daha dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | أنا أقول فقط بأننا يجب أن نكون حذرين |
Kocaman memeler. Ne, Sadece söylüyorum. | Open Subtitles | صدر كبير أنا أقول فقط |
Demek istediğim, bir kapıdan İçeri daldığınızda arkanda olacağından emin misin? | Open Subtitles | أنا أقول فقط .. هل أنتي واثقة أن سيكون هناك عندما تقتحمين أي باب ؟ |
Demek istediğim, bu kadar üzülmene gerek yok. | Open Subtitles | انظري ، أنا أعلم .. أنا أقول فقط أنه ليس هناك حاجة لتتضايقي |
Tamam, Demek istediğim, bildiğin gibi eğer bunu kameraya çekersek bir çok nedenden dolayı baya iyi olacak tatlım. | Open Subtitles | حسناً , أعني , أنا أقول فقط أنتِ تعلمين , تصويره على كاميرا سيكون شيئاً جميلاً لعدة أسباب |
Ben sadece artık 21. yüzyıl'da yaşadığımızı söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول فقط بأنّه القرن الواحد والعشرين |
Ben sadece, kapıdan girmeden önce şahsi meselelerini gözden geçirmelisin diyorum. | Open Subtitles | أنا أقول فقط ربما تودّ التحقق شخصياً من الباب |
Sadece diyorum ki eger silahla aran kötüyse... | Open Subtitles | ـ أنا أقول فقط ، إن كنت سيئا في استعمال السلاح |
Sadece diyorum ki, kelepçeleri takmadan önce onları nasıl açacağımızı öğrensek iyi olmaz mı? | Open Subtitles | أنا أقول فقط ربما كان علينا معرفة كيف فتحها قبل قفلها |
Tek dediğim geçen sene $300 milyon kazandın, bu yüzden şova devam etmek için hiçbir mali ihtiyacın yok, ama... | Open Subtitles | أنا أقول فقط أنك حققت 300 .. مليون دولار .. السنة الماضية, لذا ليس لديك حاجة مالية ... لتستمر مع البرنامج لكن |
Bir daha bakmaya değer diyorum sadece. | Open Subtitles | أنا أقول فقط بأنّ الأمر يستحق نظرة ثانية |
Söylemek istediğim, bir kadını doğurmak istemediği ya da büyütmeye yetkin olmadığı bir çocuğu doğurmaya zorlamak düşünülmesi ve tartışılması gereken bir zalimlik. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أنه هنالك إجبار غير ملحوظ وقسوة غير مبررة لإجبار طفلٍ لأن يولد لأم |