Sadece bagaj fişinizi verin yeter ve bagajınızı alıp doğrudan uçağa göndereceğiz. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لبطاقات الأمتعة الخاصة بكم وسوف ينقلون أمتعتكم مباشرة إلى الطائرة |
Ben sadece kahvaltı etmek istiyorum, yeni bir ev sahibi olmak değil. | Open Subtitles | أوه، حسنا، أنا فقط بحاجة لفطور، وليس بيتا جديدا |
Tek istediğim onun iyileşmesi. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة أن تكون سالمه، و هذا كل شيء. |
Yalnızca yarınki hava durumu lazım çünkü yarın büyük aile futbol maçımız var. | Open Subtitles | نعم، أنا فقط بحاجة غداً لان غدا لدينا لعبة كرة القدم للاسرة الكبيرة. |
Sadece biraz yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | ربما أنا فقط بحاجة إلى القليل من المساعدة؟ |
Tek ihtiyacım olan bir doktorun imzası. Ne dersin? | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لطبيب ليوقّع الموافقة، هل أنت موافق؟ |
Sadece Porsche almak için bir bankaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة للبنك لدفع ثمن بلدي بورشه. |
Bilgiye ihtiyacım var sadece. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة الى بعض المعلومات |
Her şey yoluna girecek. Biraz daha esnesem yeter. | Open Subtitles | سنكون على ما يرام، أنا فقط بحاجة لأطالة عضلاتي أكثر قليلا. |
İyi olduğunu bileyim yeter. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة إلى معرفة أنك على ما يرام. |
İyi olduğunu bilsem yeter. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لمعرفة أنها بخير |
Ben sadece paranın nerede olduğunu bilmediğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة للتأكد من أنك لا تعرف أين يوجد المال. |
Belki, Ben sadece geri bir an icin bir adim atmak gerekiyor. | Open Subtitles | ربما، أنا فقط بحاجة إلى اتخاذ خطوة إلى الوراء للحظة. |
Ben sadece Acardo Beni vuracaklar söndürmek yapmak gerekir. Acardo, 11:00. Bir gecede size bir hit almaya | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لأجعل أكاردو يخمد الضربة علي أكاردو، 11: |
Tek istediğim sorun olmadığını bilmek, o yüzden patronuna söyle benim için güvenli olmadan kimse çıkmayacak. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة الى معرفة من الواضح، هكذا يفعل لي معروفا ونقول رئيسك في العمل أن لا أحد يترك حتى انها آمنة بالنسبة لي. |
Benimse Tek istediğim ne kadar istediğini bilmek. | Open Subtitles | لكي أخرج من هنا و أنا فقط بحاجة لمعرفة |
Sayın Yargıç, Tek istediğim biraz daha zaman. | Open Subtitles | -cbodo، أنا فقط بحاجة إلى المزيد من الوقت القليل .boa Ahrii. |
- Yalnızca ufak tefek, minnacık bir şey gerek. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة إلى واحد صغير , شيء قليل صغير . ماذا ؟ |
Yalnızca alkol servis eden bir yere gitmeliyim. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة للذهاب الى .مكان ما الذي يخدم الكحول |
Bak, Sadece biraz önceden bilgilendirilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنظري، أنا فقط بحاجة لبَعض المعلوماتِ قَبلَ المقدمةَ. |
Sadece biraz yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة الى بعض المساعدة. |
Tek ihtiyacım olan münasip bir hoşgeldin. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة إلى الترحيب السليم.. هذا كل شيء |
Tek ihtiyacım onu 20 dakika boyunca meşgul edebilecek kadar büyük bir kalabalık. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة إلى حشد كبير بما فيه الكفاية لابقائه المحتلة لمدة 20 دقيقة. |
İhtiyacım olan sadece... | Open Subtitles | ..هذا يقترب. أنا فقط بحاجة إلى بضعة من .. |
Tekrar görüşüp görüşmeyeceğimize dair bir işarete ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة إلى إشارة أنه يجب أن أقبل التحدي |
Bir tek şeyi bilmeye ihtiyacım var sadece. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لمعرفة شيء واحد |